ÖZET
Amaç:
Acil servise başvuran çocuk travma vakalarının önemli bir bölümü önlenebilir nedenlerden kaynaklanmaktadır. Kazalara bağlı yaralanmalar, çocukluk çağındaki ölümlerin en sık nedenidir. Bu çalışmanın amacı acil servise başvuran travmalı pediyatrik hastalarda ebeveynlerin demografik özelliklerini ve olguların cinsiyet farklılıklarını incelemektir.
Materyal ve Metot:
Bir yılı aşkın bir sürede (Nisan 2015 - Mayıs 2016 arasında), çeşitli nedenlerle travma belirtileri (yüksekten düşme, yaralanma, yanık ve trafik kazası ve fiziksel taciz saldırısı) göstererek üçüncü basamak üniversite hastanemize başvuran toplam 502 ardışık pediyatrik hasta fiziksel taciz saldırısı) bu prospektif klinik çalışmaya alındı.
Bulgular:
Bu çalışmada erkek/kız oranı 1.52 olarak tespit edildi (p=0.868). Yaş ortalamaları ise erkek çocuklarda 7.74±4.97, kız çocuklarda ise 7.67±5.25 olarak saptandı. Direkt grafilerinde fraktür saptanan olguların cinsiyete göre dağılımları erkekler için %17.2; kızlar için ise %21.1 olarak bulundu (p=0.306). Üst ekstremite fraktürlerine, diğer fraktürlere göre çok daha fazla sıklıkta rastlanıldı. Travmaya uğrayan tüm olgular içinde düşme sıklığı %69.3 ile ilk sırada yer aldı. Tüm olgular içinde cinsiyete göre dağılım göz önüne alındığında bu oranlar erkeklerde % 42.4, kızlarda ise % 26.9 olarak bulundu (p=0.559). Sırasıyla erkek ve kızlar için, üst ekstremite yaralanmaları için % 19.9 ve % 15.7 (p=0.126); baş yaralanmaları için ise % 22.5 ve % 12 (p=0.177) olarak saptandı. Vücuttaki yaralanmalar, türlerine göre değerlendirildiğinde, kontüzyon % 60’lık bir grubu oluşturuyordu. Bu yaralanma türünün cinsiyetlere göre tüm olgular içindeki dağılımı, erkeklerde % 36.3 kızlarda ise % 23.7 olarak saptandı (p=0.952). Travmaya uğrayan olguların ebeveynlerinin eğitim durumları incelediğinde en büyük grubu ilkokul mezunu ebeveynler oluşturuyordu. İlkokul mezunu olan annelerin oranı %41.4 (p=0.080); babaların ise %37.3 (p=0.008) olarak saptandı. Travmaya uğrayan çocukların % 46.0’ı ailelerin birinci çocukları idi. Tüm olguların içerisinde cinsiyetlerine göre değerlendirildiğinde, olguların % 27.3’ünü erkekler, % 18.7’sini ise kız çocuklar oluşturuyordu (p=0.657).
Sonuç:
Çalışmamızda, ülkemizde ve dünyada travmalı çocuk sayısının azaltılabilmesi için bireysel ve toplumsal düzeyde konuya ilişkin bilinçlendirmeye yönelik eğitimlerin artırılmasının yanı sıra güvenli bir çevre kavramının oluşturulabilmesi için gerekli ev içi ve dışı çevresel kazalardan koruyucu önlemlerin alınması konularına olan önem vurgulandı.