ÖZET
Amaç:
İmza, Türk Dil Kurumu (TDK) Sözlüğünde “Bir kimsenin herhangi bir belgeyi yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde kullandığı işaret” olarak karşılık bulmaktadır. Adli bilimlerde belge incelemelerinde genellikle imza olarak nitelendirilmeyecek, düz bir çizgi ya da gelişi güzel şekiller oluşturularak atılan imzaların kime ait olduğuna yönelik incelemelerde imzanın aidiyeti hususunda rapor düzenleme açısından zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu çalışma ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine 2011 yılı içerisinde Mahkemeler ve Cumhuriyet Savcılıkları tarafından inceleme konusu belgelerdeki imza ya da imzaların kime ait olduğu hususuna yönelik verilmiş mütalaalarda, atılan imzanın aidiyeti hususunda görüş bildirilememiş imzaların irdelenmesi amaçlanmıştır.
Materyal ve Metod:
Çalışma 2012 yılında, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine 2011 yılı içerisinde Mahkemeler ve Cumhuriyet Savcılıkları tarafından gönderilen (n=11.872) “dosyadaki inceleme konusu belgelerdeki imza ya da imzaların aidiyetinin tespit edilemedi” şeklinde verilmiş raporların (n=889) retrospektif olarak incelenmesi (geldiği bölge, mahkeme türü, belge türü, belgenin niteliği) ile yapılmıştır.
Bulgular:
Belgelerin 867’sinin (%97.5) orijinal asılları, 22 tanesinin fotokopi ve karbon nüshaları üzerinden görüş bildirilmiştir. Belge türü açısından, 352’si (% 39.6) senet, 182’si (%20.5) çek, 170’i (%19.1) belge başlığı altında düzenlenmiş evrak, 98’i (%11.0) sözleşme, 31’i (%3.5) işe giriş-çıkış bildirgeleri, 25’i (%2.8) tutanak şeklinde düzenlenmiş evrak, 13’ ü ibraname, 18’i diğer ( kira kontratı, vekâletname, bordro vs.) belgelerdi. Belgelerin % 7,5’inde aidiyet saptanamamıştır.
Sonuç:
Her türlü incelemeye rağmen aidiyeti hususunda tespit yapılamayan imzaların oluşturduğu hukuki belirsizliklerin çözümüne ve maddi-manevi kayıpların önlenmesine yönelik katkı sağlaması bakımından toplumda, sağlıklı imza atma alışkanlıklarının geliştirilmesi gerekmektedir.