ÖZET
Sonuç:
Ön tanı ile EDT’nin uyumlu olması EDÇ’lerin doğru endikasyonda istenmesine bağlıdır. Anamnez, fizik ve nörolojik muayenenin sonrasında uygun endikasyonda istenen ve uygun Şekilde çalışılan EDÇ; tanıda, tedavi planlamada ve progresyon takibinde değerli bir tetkiktir. Endikasyon dışı istemler EDÇ’nin değerini düşürebilir, gereksiz hasta yoğunluğuna bekleme süresinin uzamasına, vakit ve kaynak kaybına neden olabilir.
Bulgular:
Toplamda 204 Elektrodiyagnostik çalışmanın (EDÇ) ön tanı ve EDT’leri incelenerek, 200’ü çalışmaya dahil edildi. İstemlerin 55’i erkek, 145’i kadın olup ortalama yaşları sırasıyla 48,89 ± 13,41 ve 47,62± 13,06 idi. EDÇ sonuçları; 53’ü normal, 142’si Tuzak Nöropati (TNP), 28’i Radikülopati/Pleksopati, 28’i Polinöropati (PNP) , 2’si Miyopati idi. Kliniğimizde yapılan EDÇ’lerin %26,5‘i normal bulundu. %73.5 anormal EDÇ ise %61,5 ön tanı ile uyumlu ED tanı ve %12 ön tanıdan farklı bir EDT’dan oluşmakta idi.
Materyal ve Metot:
Şubat 2016-Şubat 2018 yıllarında Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi FTR Kliniği Elektronöromiyografi (ENMG) Ünitesi’nde çalışılan elektrodiyagnostik (ED) istemler ve sonuçlar ön tanı ile EDT uyumluluğu açısından retrospektif olarak incelendi.
Amaç:
Elektrodiyagnostik çalışma pratikte klinik muayenin devamı olarak görülen, altta yatan nöromuskuler bozukluk hakkında bilgi veren bir çalışmadır. Uygun protokollerde yapıldığında hastalığın tanı ve tedavisinde yardımcı olmaktadır. İstemler ne kadar doğru endikasyonda istenirse, o kadar yüksek oranda tutarlı sonuç elde edilir ve klinik fayda artar. Bu çalışmada Elektronöromiyografi (ENMG) ünitemizde elde edilen Elektrodiyagnostik tanı (EDT)’ların ön tanılar ile ne kadar uyumlu olduğunu saptamayı amaçladık.