2023 Kahramanmaraş Depremini Yaşayanlarda Depremden Etkilenme Düzeyleri: Hatay Örneği
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
CİLT: 12 SAYI: 4
P: 318 - 325
Aralık 2024

2023 Kahramanmaraş Depremini Yaşayanlarda Depremden Etkilenme Düzeyleri: Hatay Örneği

Namik Kemal Med J 2024;12(4):318-325
1. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Edirne, Türkiye
2. Aydın Efeler Sağlık Müdürlüğü, Aydın, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 13.08.2024
Kabul Tarihi: 09.10.2024
Online Tarih: 18.12.2024
Yayın Tarihi: 18.12.2024
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZ

Amaç

Depremler, derin tıbbi, ekonomik ve toplumsal etkileri olan önemli doğal afetlerdir. Diğer afetlerden farklı olarak, aniden meydana gelirler ve geniş çapta yıkım, ölüm ve yaralanmalara yol açarak birçok ek probleme neden olurlar. Bu çalışma, 6 Şubat 2023’te Hatay’da depremi deneyimleyen bireyler arasındaki travma ve stres düzeylerini değerlendirmeyi ve bu düzeyleri etkileyen potansiyel faktörleri belirlemeyi amaçlamaktadır.

Gereç ve Yöntem

Bu tanımlayıcı çalışmada, Kahramanmaraş depremine tanık olan Hatay’da yaşayan bireyler araştırıldı. 200 katılımcı, kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak seçildi. Veriler, sosyo-demografik özellikler, deprem deneyimleri ve Deprem Sonrası Travma Ölçeği’ni kapsayan bir anket kullanılarak toplandı.

Bulgular

200 katılımcının %17’si depremde yaralandığını, %57’si sevdiklerini kaybettiğini ve %78’i maddi kayıp yaşadığını belirtti. Ayrıca, katılımcıların %46’sı evlerinin “orta/ağır hasarlı” olduğunu ve %68’i maddi destek ihtiyaç duyduklarını bildirdi. Ortalama travma ölçek puanı 65,8±17,3 idi. Kadın katılımcılar, yakınlarını kaybedenler, maddi kayıplar yaşayanlar, evleri yıkık olanlar veya psikolojik destek alan/almayı düşünenler daha yüksek travma puanlarına sahipti.

Sonuç

Çalışma, kadınların, psikiyatrik hastalığı olan bireylerin, yakınlarını kaybedenlerin ve maddi kayıplar yaşayanların depremden önemli ölçüde etkilendiğini ortaya koymaktadır. Travma düzeylerini etkileyen ana faktörler arasında cinsiyet, psikiyatrik hastalık, yakın kaybı, maddi destek alma durumu ve gelir durumu bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler:
Deprem, afet, psikoloji, travma

GİRİŞ

Doğal afetler tarihsel olarak çok sayıda can kaybına ve acıya neden olmuştur. Depremler, geniş bir coğrafi etkiyle büyük bir nüfusu etkileyen önemli doğal afetlerdir ve tıbbi, ekonomik ve toplumsal sonuçlar doğururlar1.

Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı “tam bir fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hali” olarak tanımlar2. Sağlık, tıp ile birlikte teori ve pratikte kabul edilmesinin yanı sıra yasal olarak tanınan ve kabul edilen bütünsel bir kavramdır. Sağ kalan bazı kimseler deprem sırasında fiziksel yaralanmalar yaşayabilirken, depremden etkilenen tüm bireyler psikolojik etkiler yaşarlar. Türkçede “deprem mağduru” terimi tüm sağ kalanları ifade eder ve bu kişilerin etkilendiği anlamına gelir. Toplum içinde travmatik bir olay olan depremler, yalnızca bireyleri etkilemekle kalmaz, aynı zamanda aile üyelerinin, akrabaların, sosyal çevrelerinden bireylerin ve maddi varlıkların kaybına da yol açarak yaşam boyu sürecek sonuçlara yol açar3, 4. Felaketlerin kısa ve uzun vadeli psikolojik etkilerinin olabileceği ve bireyler için travmatik olaylara dönüşebileceği bilinen bir gerçektir1, 5, 6. Travmaya karşı bireysel tepkiler farklılık gösterebilir. Her travmatik olay bireylerde benzer tepkiler uyandırmaz ve aynı travmatik olayı yaşayan bireyler bile farklı tepkiler verebilir7. Travmatik olayların bireyler üzerindeki etkileri göz önüne alındığında iki dönem tanımlanabilir: akut faz ve travma sonrası dönem. Doğal afetler, DSM-V’te travmatik olayların tanımı içinde yer almaktadır8.

Depremler diğer travmatik olaylardan farklı özellikler gösterir. Aniden meydana gelir, yıkıma, ölüme ve yaralanmalara yol açar ve böylece çok sayıda başka sorunlar doğurur. Ayrıca, artçı sarsıntılar nedeniyle kronik etkiler de yaratabilir ve bu da onları doğal afetler arasında özellikle benzersiz kılar9. Travmayla yakından ilişkili değişkenlerden biri umutsuzluk kavramıdır. Umutsuzluk genellikle bir durum veya sorunun çözülemeyeceği veya düzeltilemeyeceği hissi olarak tanımlanır10. Bu his, bireylerin gelecek hakkındaki olumlu beklentilerini ve umut duygularını kaybetmelerine yol açabilir11.

Deprem gibi bir felaket, bireylerde psikolojik bozuklukların nedeni ve başlatıcısı olabilir. Psikolojik bozuklukların ortaya çıkması, bireylerin çalışma kapasitesini, motivasyonunu ve zihinsel odaklanmasını bozar. Öte yandan, bir depremde eş, çocuk, ebeveyn, akraba, arkadaş, komşu ve maddi varlıkların kaybı ve yaşam ortamındaki değişiklikler, bir bozukluk olmasa bile, keder (yas) adı verilen doğal bir psikolojik tepki yoluyla bireylerin çalışma kapasitesini ve üretkenliğini etkileyebilir3, 11-13

Türkiye gibi büyük ve yıkıcı felaketlerin sıklıkla meydana geldiği ülkelerde, önleyici ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesini iyileştirmek için bireylerin afet deneyimlerini değerlendirmek üzere uygun ölçüm araçlarından yararlanmak esastır3, 14. Travma sonrası stresin ve ilgili semptomların erken tespiti, ikincil önleyici ruh sağlığı hizmetleri için çok önemlidir5, 6. Bu çalışmanın amacı, 6 Şubat 2023’te Hatay ilinde meydana gelen depremi yaşayan bireylerin yaşadıkları travma ve stres düzeylerini belirlemek ve potansiyel değişkenlerin etkisini incelemektir.

GEREÇ VE YÖNTEM

Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmanın evrenini 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremi Hatay’da yaşayan bireyler oluşturmaktadır. Hatay’ın deprem öncesi nüfusu 1.686.043’tür. Deprem sonrası güncel nüfus verilerine ulaşılamadığı için örneklem seçiminde kolayda örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Kolayda örnekleme, ana kütleden seçilecek örneklem parçasının araştırmacının yargısıyla belirlendiği rastgele olmayan bir örnekleme yöntemidir. Ana kütlenin belirlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda (afet, olağanüstü durum vb.) araştırmacı rastgele olmayan örnekleme yöntemlerine başvurmak zorunda kalabilir. Kolayda örneklemede, ana kütleden en kolay, en hızlı ve en ekonomik şekilde veri toplanır15. %85 güç, α=0,05 ve 0,2 tasarım etkisi ile örneklem büyüklüğü 182 olarak hesaplanmış; olası veri kaybı da göz önünde bulundurularak %10 eklenerek son örneklem büyüklüğü 200 kişi olarak belirlenmiştir. Çalışma 1 Mart-30 Haziran 2023 tarihleri ​​arasında Antakya merkezde bulunan ve depremi deneyimleyen bireylerle yüz yüze görüşmeler yapılarak ve anketlerin Google Forms üzerinden doldurulması yoluyla yürütülmüştür.

Çalışmamız prospektif bir çalışma değildir.

Veri Toplama Araçları

1. Anket Formu: Bu form araştırmacılar tarafından literatür bulgularına dayanarak geliştirilen 24 sorudan oluşmaktadır. Depremzedelerin sosyodemografik özellikleri (cinsiyet, medeni durum, yaş, ebeveyn durumu, eğitim, gelir vb.) ve deprem sırasında yaşadıkları deneyimlere ilişkin sorular yer almaktadır.

2. Deprem Sonrası Travma Seviyesini Belirleme Ölçeği: Bu ölçek, 2013 yılında Fuat Tanhan ve Murat Kayri16 tarafından geliştirilmiştir. Toplam 20 madde ve 5 alt skaladan oluşmaktadır: davranış sorunları (4 madde), duygusal kısıtlanma (5 madde), duyusal kısıtlanma (4 madde), bilişsel kısıtlanma (4 madde) ve uyku sorunları (3 madde). Ölçeğin kullanım izni Fuat Tanhan’dan alınmıştır. Likert tipi ölçekte 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 ve 20 numaralı sorular 5 puan ile “tamamen katılıyorum”, 4 puan ile “kesinlikle katılıyorum”, 3 puan ile “orta derecede katılıyorum”, 2 puan ile “biraz katılıyorum” ve 1 puan ile “hiç katılmıyorum” şeklinde derecelendirilmektedir. 11 ve 12 numaralı sorular ters puanlanmaktadır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 20, en yüksek puan ise 100’dür. Puanlardaki artış, bireylerin depremden etkilenme düzeylerinin arttığını göstermektedir. Ölçeğin güvenirlik analizleri sonucunda birinci alt ölçek için Cronbach’s alfa katsayısı 0,64, ikinci alt ölçek için 0,75, üçüncü alt ölçek için 0,61, dördüncü alt ölçek için 0,68 ve beşinci alt ölçek için 0,70 olarak bulunmuştur. Ölçeğin tüm maddeleri için hesaplanan Cronbach’s alfa katsayısı ise 0,87 olarak bulunmuştur.

Verilerin Toplanması: Veriler çevrimiçi (bireyler ayrıca çevrimiçi formu yüz yüze görüşmede doldurdular) ve yüz yüze görüşme yöntemleriyle toplandı. Veri toplama süreci sırasında katılımcılara araştırmanın amacı hakkında bilgi verildi ve onamları alındı. Her görüşme ortalama 25-30 dakika sürdü.

Veri Analizi: Veriler IBM SPSS Statistics 21.0 yazılımı kullanılarak analiz edildi. Bulguların değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, Student’s t-testi, Mann-Whitney U testi, ANOVA testi ve Tukey  post-hoc, Games Howell post hoc testleri kullanıldı. Sonuçlarda p<0,05 anlamlılık düzeyi istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi17. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Girişimsel Olmayan Bilimsel Araştırmalar Etik Kurulundan (karar no: 10/06, tarih: 05.06.2023) ve ölçek geliştiricilerinden gerekli izinler alınmıştır.

BULGULAR

Çalışmaya katılan 200 katılımcının 123’ü (%61,5) kadın ve 121’i (%60,5) evliydi. Katılımcıların yaş ortalaması 34,5±12,7 yıldı. Katılımcıların tanımlayıcı özellikleri Tablo 1’de sunulmaktadır.

Otuz dört (%17) katılımcı 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde yaralandığını bildirirken, 114 (%57) kişi bu depremde sevdiklerini kaybettiğini bildirdi. Deprem nedeniyle maddi kayıp yaşayıp yaşamadıkları sorulduğunda 156 kişi (%78) “evet” cevabını verdi. Katılımcıların depremden sonra evlerinin durumu ile ilgili olarak %17,5’i “yıkık”, %46’sı “orta/ağır hasarlı” ve %36,5’i “hasarsız/hafif hasarlı” yanıtını verdi. Deprem nedeniyle maddi yardıma ihtiyaç duyduğunu bildiren katılımcı sayısı 137 (%68,5) iken, 44 (%22,0) kişi “Şu anda maddi yardım alıyor musunuz?” sorusuna “evet” cevabını verdi. Katılımcıların %54’ü psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğuna inanırken, yalnızca %7,5’i psikolojik destek aldığını bildirdi. Katılımcıların yaşadığı depremle ilgili bazı özellikler Tablo 2’de sunulmaktadır.

Katılımcıların 57’si (%28,5) daha önce bir afet yaşadığını belirtti. Yaşanan afet türü sorulduğunda en sık belirtilen ilk üç afet türü deprem (%61,4), sel (%26,3) ve COVID-19 pandemisi (%21,0) oldu. Katılımcıların ölçek puanlarının ortalaması 65,8±17,3’tü.

Katılımcıların sosyo-demografik özelliklerine göre ölçekten alınan puanlar Tablo 3’te sunulmuştur.

Kadın katılımcıların erkek katılımcılara göre ölçekte daha yüksek puan aldığı, psikiyatrik bozukluğu olan katılımcıların olmayanlara göre ölçekte daha yüksek puan aldığı bulundu. Ölçekten alınan puanlar depremde sevdiği birini kaybetme durumuyla karşılaştırıldığında, sevdiğini kaybedenlerin puanlarının daha yüksek olduğu bulundu. Deprem sonrası maddi kayıp yaşayan katılımcılar, yaşamayanlara kıyasla ölçekte daha yüksek puan alırken; benzer şekilde maddi yardım almak zorunda kalanlar, yardım almayanlara kıyasla ölçekte daha yüksek puan aldılar. Katılımcılar arasında gelir değerlendirmesi açısından, “gelirim giderlerimden az” diyenler, “gelirim giderlerime eşit” ve “gelirim giderlerimden fazla” diyenlere kıyasla ölçekte daha yüksek puan aldılar (sırasıyla p değerleri p=0,012 ve p=0,005). Deprem sonrası ikametgahın durumu ile ölçekten alınan puanlar karşılaştırıldığında, ikametgahı “yıkık” olan katılımcıların ölçek puanının, ikametgahı “hasarsız/hafif hasarlı” olanlara kıyasla daha yüksek olduğu bulundu (p=0,001). Deprem sonrası psikolojik destek alma durumu ile ölçekten alınan puanlar karşılaştırıldığında psikolojik destek alanların puanlarının daha yüksek olduğu görüldü. Psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu belirten katılımcıların ölçek puanları, desteğe ihtiyaç duymadığını belirten katılımcıların katılımcılara göre daha yüksekti.

Ölçek puanını etkileyen ana faktörleri değerlendirmek için ölçek puanını istatistiksel olarak etkileyen bağımsız değişkenlerle bir model oluşturarak doğrusal regresyon analizi yapıldı. Backward stepwise yöntemi kullanılarak yapılan çoklu doğrusal regresyon analizinde cinsiyet, psikiyatrik hastalık durumu, depremde sevilen birini kaybetme, deprem nedeniyle maddi destek alma ve gelir durumunun ölçek puanını önemli ölçüde etkilediği bulundu (p<0,05, Tablo 4).

TARTIŞMA

Bu çalışmada, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremin Hatay’da yaşayan bireyler üzerindeki etki düzeyleri ve ilişkili faktörler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bilici ve ark.18 Elazığ depreminin etki düzeyi üzerine yaptığı çalışmada, kadınların Beck Kaygı Ölçeği’nde erkeklere kıyasla anlamlı olarak daha yüksek puanlar aldığı ve orta ve şiddetli kaygı yaygınlığının kadınlar arasında anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur. Benzer şekilde, çalışmamızda Travma Seviyesini Belirleme Ölçeği’nden alınan ortalama puanların kadın katılımcılarda erkek katılımcılara kıyasla daha yüksek olduğu bulunmuştur. Başka bir çalışma, cinsiyet ve deprem deneyiminin depremden sonra hissedilen duygularda önemli faktörler olduğunu gösterdi. Kadınların depremlerden daha fazla etkilenmesinin nedenleri, çalışmada vurgulandı; bunlar arasında kadınların ailelerine olan güçlü bağlılık algısı, depremin kendisiyle ilgili endişelere kıyasla aileleriyle ilgili daha yüksek düzeyde endişe duymaları ve kadınların genel olarak erkeklere kıyasla daha duygusal bir yapıya sahip olmaları bulunmaktaydı19.

Bilici ve ark.18 yaptığı çalışmada, katılımcılar geçmişte yaşadıkları en yaygın afet deneyimlerinin deprem/sel ve benzeri doğal afetler (%27,8) olduğunu bildirmiştir. Benzer şekilde, çalışmamızda katılımcıların geçmişte yaşadıkları en yaygın iki afet deprem (%61,4) ve sel (%26,3) olmuştur. 2014 yılında depremzedelerin mal kaybı deneyimleri ile depresyon düzeyleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmada, önemli miktarda mal kaybı yaşayan depremzedelerin, önemli miktarda mal kaybı yaşamayanlara kıyasla daha yüksek depresyon düzeylerine sahip olduğu bulunmuştur20. Bununla uyumlu olarak, çalışmamızda da deprem nedeniyle maddi kayıp yaşayan bireylerin depremden daha fazla etkilendiği bulunmuştur. Ayrıca, geriye doğru adım adım yöntem kullanılarak yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi, deprem nedeniyle maddi yardım almanın ve gelir durumunun ölçek puanını önemli ölçüde etkilediğini ortaya koymuştur.

Aynı çalışmanın sonuçlarına göre depremzedelerin depresyon düzeylerinde, evlerinin mevcut durumuna bağlı olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Evleri sağlam kalan depremzedelerin depresyon düzeyleri, evleri yıkılanlara göre daha yüksek bulunmuştur20. Çalışmamızda da benzer şekilde depremden etkilenme düzeyi ile katılımcıların evlerinin durumu arasında anlamlı bir fark bulunmuştur.

Aynı çalışmada depremzedelerin depremden sonra kaldıkları yer incelenmiş ve mevcut yaşam koşullarına göre depresyon düzeylerinde anlamlı bir fark bulunamamıştır20. Bizim çalışmamızda da depremden etkilenme düzeyi ile katılımcıların depremden sonra kaldıkları yer arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Başka bir çalışmada, deprem sırasında aile içinde yaşanan kayıp deneyiminin Travma Sonrası Stres Bozukluğu tanısıyla ilişkili olduğu ortaya konmuştur21. Bu bulguyla tutarlı olarak, çalışmamızda, deprem sırasında bir aile üyesini kaybeden bireylerin ölçekte önemli ölçüde daha yüksek puanları vardı.

Benzer şekilde, Deprem Sonrası Travma Düzeyini Belirleme Ölçeği kullanılarak 2023 yılında yapılan bir çalışmada, deprem sonrası psikososyal destek alan bireylerin deprem sonrası psikososyal destek almayanlara kıyasla anlamlı derecede daha yüksek ölçek puanlarına sahip olduğu bulunmuştur22. Bu sonuçlarla uyumlu olarak, çalışmamızda da deprem sonrası psikolojik desteğe ihtiyaç duyan bireylerin ve gerçekten psikolojik destek alan bireylerin anlamlı derecede daha yüksek ölçek puanlarına sahip olduğu bulunmuştur.

Çalışmanın Kısıtlılıkları

Çalışmamızın birkaç sınırlılığı vardır. Birincisi, bu çalışma Hatay’daki depremden etkilenen bireyler üzerinde yürütüldüğünden, sonuçlar diğer bölgelerdeki tüm depremzedelere genelleştirilemeyebilir. Ek olarak, Hatay nüfusunun bir kısmının şehirden taşındığı ve depremden sonra bazı yerleşim alanlarının yıkıldığı bilgisi nedeniyle olasılıksız örnekleme yönteminin kullanılması gerekmiştir. Son olarak, bir diğer kısıtlılık ise veri toplama yöntemidir, çünkü veriler hem çevrimiçi anketler hem de yüz yüze görüşmeler yoluyla elde edilmiştir. Bu yöntem, katılımcıların sorulara önyargılı veya rastgele doldurulmuş yanıtlar vermesine yol açmış olabilir.

SONUÇ

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem, 10 ilde yaklaşık 13,5 milyon insanın yaşadığı bir bölgeyi etkilemiş ve 50.096 can kaybına neden olmuştur23. Bu çalışmada, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depreminin Hatay’da ikamet eden bireyler üzerindeki etki düzeyleri ve ilişkili faktörler araştırılmıştır.

Çalışmanın bulgularına göre, her beş katılımcıdan biri deprem sırasında yaralandığını belirtti ve yarısından fazlası bir yakınını kaybettiğini belirtti. Katılımcıların dörtte üçü deprem nedeniyle maddi kayıplar yaşadığını bildirirken, üçte ikisi evlerinin yaşanmaz hale geldiğini belirtti. Ayrıca, katılımcıların yarısından fazlası psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade ederken, %10’dan azı şu anda böyle bir destek aldığını bildirdi. Araştırma sonuçları depremden etkilenen bireylerin, özellikle kadınların, psikiyatrik rahatsızlığı olanların, yakınlarını kaybedenlerin, maddi kayıplar yaşayanların, deprem sonrası maddi destek ihtiyaç duyanların, düşük gelire sahip olanların, evleri ağır hasarlı olanların, psikolojik desteğe ihtiyaç duyduklarını ifade edenlerin ve şu anda psikolojik destek alanların Deprem Sonrası Travma Düzeyini Belirleme Ölçeğine göre deprem kaynaklı etkilenme düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Cinsiyet, psikiyatrik rahatsızlık, yakın kaybı, deprem nedeniyle maddi kayıplar ve gelir durumu ölçek puanlarının artmasına katkıda bulunan faktörler olarak belirlenmiş ve böylece bireylerin depremden kaynaklanan olumsuz etkilerini daha da kötüleştirmiştir.

Depremlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek için deprem öncesi, sırasında ve sonrasında toplumda afet bilincinin artırılması gerekmektedir. Depremlerin geniş nüfusları etkileyebileceği göz önüne alındığında, birçok birey çeşitli sağlık sorunları ve psikososyal bozukluklar yaşayabilir. Bu nedenle, etkilenen bireylerin rehabilitasyon süreçlerini hızlandırmak için proaktif multidisipliner yaklaşımlara öncelik verilmelidir. Dezavantajlı grupların depremlerin olumsuz etkilerine daha duyarlı olduğu düşünüldüğünde, bu gruplar için hedefli müdahalelere öncelik verilmelidir. Psikososyal destek ağı, depremden önce ve sonra her bireye ulaşacak şekilde yapılandırılmalıdır. Deprem etkilerini azaltmak için afetlere hazırlığı hedefleyen politikalar etkin bir şekilde uygulanmalıdır.

Etik

Etik Kurul Onayı: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Girişimsel Olmayan Bilimsel Araştırmalar Etik Kurulu (karar no: 10/06, tarih: 05.06.2023) Araştırmanın yapılabilmesi için Trakya Üniversitesi Dekanlığı ve ölçek geliştiricilerinden gerekli izinler alınmıştır.
Dipnot

Yazarlık Katkıları

Konsept: B.B.E., G.D., G.E., Dizayn: B.B.E., G.D., G.E., Veri Toplama veya İşleme: B.B.E., G.D., Analiz veya Yorumlama: B.B.E., G.D., G.E., Literatür Arama: B.B.E., G.D., Yazan: B.B.E., G.D., G.E.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından herhangi bir çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar bu çalışmanın finansal destek almadığını beyan etmişlerdir.

Kaynaklar

1
Noji EK. Public health issues in disasters. Crit Care Med. 2005;33:29-33.
2
WHO-Pan. American Health Organization. Mental health and psychosocial support in disaster situations in the caribbean. Health response to the earthquake in Haiti January 2010. 18.09.2024. https://iris.paho.org/handle/10665.2/3188
3
Ursano RJ, Fullerton CS, Weisaeth L, Raphael B. Individual and community responses to disasters. Textbook of disaster psychiatry. Cambridge University Press, 2007;3-28.
4
WHO-Pan. American Health Organization. Lessons to be learned fort he next massive sudden onset disaster 2012. 18.09.2024. https://iris.paho.org/bitstream/handle/10665.2/52841/9789275132524_eng.pdf?sequenc
5
López-Ibor JJ. Disasters and mental health: new challenges for the psychiatric profession. World J Biol Psychiatry. 2006;7:171-82.
6
Norwood AE, Ursano RJ, Fullerton CS. Disaster psychiatry: principles and practice. Psychiatr Q. 2000;71:207-26.
7
Özçetin A, Maraş A, Ataoğlu A, İçmeli C. The relationship between personality disorders and post-traumatic stress disorder developed after earthquake. Duzce Med J. 2008;10:8-18.
8
Amerikan Psikiyatri Birliği. DSM-V tanı ölçütleri el kitabı. Çev. E. Köroğlu. Ankara: Hekimler Yayın Birliği. 2013.
9
Hikichi H, Aida J, Tsuboya T, Kondo K, Kawachi I. Can community social cohesion prevent posttraumatic stress disorder in the aftermath of a disaster? a natural experiment from the 2011 tohoku earthquake and Tsunami. Am J Epidemiol. 2016;183:902-10.
10
Voelz ZR, Walker RL, Pettit JW, Joiner Jr TE, Wagner KD. Depressogenic attributional style: evidence of trait-like nature in youth psychiatric inpatients. Personality and Individual Differences. 2003;34:1129-40.
11
Shultz JM, Marcelin LH, Madanes SB, Espinel Z, Neria Y. The “Trauma Signature:” understanding the psychological consequences of the 2010 Haiti earthquake. Prehosp Disaster Med. 2011;26:353-66.
12
Aker AT, Hamzaoğlu O, Boşgelmez Ş. Validity of Kocaeli short screening scale for psychological Trauma (Kocaeli - SHORT). Dusunen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences. 2007;20:172-8.
13
Kopala-Sibley DC, Kotov R, Bromet EJ, Carlson GA, Danzig AP, Black SR, et al. Personality diatheses and hurricane sandy: effects on post-disaster depression. Psychol Med. 2016;46:865-75.
14
Özdoğan S. Türkiye’nin deprem bölgeleri. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi. 1993;2:53-68.
15
Haşıloğlu SB, Baran T, Aydın O. A study on the potential problems in marketing research: convenience sampling and scale items with adverbs of frequency. Pamukkale University Journal of Business Research. 2015:19-28.
16
Tanhan F, Kayri M. The validity and reliability work of the scale that determines the level of the trauma after the earthquake. Educational Sciences Theory and Practice. 2013;13:1021-5.
17
George D. SPSS for windows step by step: a simple study guide and reference, 17.0 update, 10/e: Pearson Education India; 2011.
18
Bilici R, Tufan E, Turhan L, Uğurlu GK, Serap T, Kaşan T. Anxiety levels of individuals after an earthquake and factors affecting anxiety levels: An Elazığ-centered preliminary study. Firat Med J. 2013;18:15-9.
19
Yilmaz V, Cangur S, Çelik HE. Sex difference and earthquake experience effects on earthquake victims. Personality and individual differences. 2005;39:341-8.
20
Bedirli B. Deprem travmasının kronik psikolojik etkileri: düzce depremi’nden 14 yıl sonra travma sonrası stres ve depresyon belirtilerinin yaygınlığı ve ilişkili risk faktörleri, haliç üniversitesi sosyal bilimler Enstitüsü Psikoloji Ana Bilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. 2014;İstanbul.
21
Boztas MH, Aker AT, Munir K, Çelik F, Aydın A, Karasu U, et al. 2Post traumatic stress disorder among adults in the aftermath of 2011 Van-Ercis earthquake. Turkish J Clin Psy. 2019;22:380-8.
22
Tüccar E, Yavuz E. Psychosocial Investigation of the effects of Kahramanmaraş pazarcık earthquake (February 6, 2023) on individuals. Journal of Migration and Political Studies. 2023;1:54-77.
23
Anadolu Ajansı. Gündem Asrın Felaketi 2023 18.09.2024. https://www.aa.com.tr/tr/asrin-felaketi/kahramanmaras-merkezli-depremlerde-hayatini-kaybedenlerin-sayisi-50-bin-96-oldu/2850716#:~:text=Afet%20ve%20Acil%20Durum%20Y%C3%B6netimi,107%20bin%20204%20oldu%C4%9Funu%20bildirdi.