Nöroşirurji Kliniğinde Çalışan Hemşirelerin Beyin Tümörü Olan Hastalar ile Yaşadıkları İletişim Güçlüklerine İlişkin Deneyimleri: Nitel Bir Çalışma
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 292-301
Eylül 2022

Nöroşirurji Kliniğinde Çalışan Hemşirelerin Beyin Tümörü Olan Hastalar ile Yaşadıkları İletişim Güçlüklerine İlişkin Deneyimleri: Nitel Bir Çalışma

Namik Kemal Med J 2022;10(3):292-301
1. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı, Trabzon, Türkiye
2. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Tekirdağ, Türkiye
3. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
4. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi, Nöroşirürji Yoğun Bakım Kliniği, İstanbul, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 07.12.2021
Kabul Tarihi: 10.06.2022
Yayın Tarihi: 16.09.2022
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Etkili hasta-hemşire iletişimi hemşirelik bakımının kalitesine ilişkin temel bir gösterge ve hasta güvenliği konusudur. Etkili iletişim, özellikle beyin tümörü gibi iletişim sorununa yol açma riski yüksek olan rahatsızlıkları olan veya bu açıdan sınırlılık yaşayan hastalarda daha da önemlidir. Beyin tümörü olan hastaların hemşirelik bakımında bireyselleştirilmiş ve bütüncül bir yaklaşım ile terapötik iletişim sürdürülmelidir. Ancak, bakım sürecini etkileyen çeşitli nedenler bu süreci olumsuz yönde etkileyebilir.

Gereç ve Yöntem:

Bu araştırma, nöroşirurji hemşirelerinin beyin tümörü olan hastalara bakım verirken yaşadıkları iletişim güçlükleri ve baş etme yöntemlerine ilişkin deneyimlerini belirlemek amacı ile yorumlayıcı fenomenolojik analiz yöntemi ile gerçekleştirilen nitel bir çalışma olarak planlandı. Amaçlı örnekleme yöntemi ile belirlenen 10 hemşire ile derinlemesine, yüz yüze bireysel görüşme yapıldı.

Sonuç:

Hemşirelerin iletişim güçlüğü yaşadığı durumların ve nedenlerinin çok boyutlu olduğu görüldü. Hemşirelerin iletişim güçlüğü ile baş etmede çoğunlukla terapötik iletişim yöntemlerini kullandığı ve bireyin bakım gereksinimlerini karşılayarak sorunları ile baş ettikleri ancak zaman zaman terapötik olmayan iletişime yöneldikleri belirlendi. Hemşirelerin yaşadığı iletişim güçlüğünü azaltmaya ilişkin önerilerin hayata geçirilmesi için mesleki faaliyetler ile kurumsal düzenlemeler gerektiği saptandı. Araştırmadan elde edilen bulguların, hemşirelerin yaşadıkları iletişim güçlüklerinin azaltılması/ortadan kaldırılmasında hemşirelere ve çözüm stratejilerinin belirlenmesinde yöneticilere rehberlik edeceği düşünülmektedir.

Bulgular:

Elde edilen bulgular hemşirelerin yaşadıkları iletişim güçlükleri, baş etme yöntemleri ve çözüm önerileri olmak üzere üç grupta ele alındı. Hemşirelerin yaşadıkları iletişim güçlüklerine yönelik hasta ile ilişkili faktörler ve kurum ile ilişkili faktörler ana temaları ve alt temaları belirlendi. Baş etme yöntemleri ile ilişkili olarak; terapötik ve terapötik olmayan yöntemler ana temaları saptandı. Çözüm önerilerinin ise, terapötik bakım ortamının güçlendirilmesi ve hemşirenin güçlendirilmesi temaları altında toplandığı görüldü.

GİRİŞ

İletişim, bilgi, anlam ve duyguların sözlü ve sözlü olmayan yollarla aktarılması olarak tanımlanmaktadır1,2. İletişim hemşireliğin en temel yapı taşıdır ve hemşireler fiziksel bakım, eğitim ve duygusal destek gibi temel rollerini iletişimsiz yerine getiremedikleri için hastayla ilk karşılaşma anından bakımın bittiği ana kadar süren dinamik bir süreçtir3,4.

Hemşirelerin hemşirelik bilgi ve deneyimine sahip olmaları ve ayrıca bireyleri bütüncül olarak değerlendirmeleri, bakım verdikleri bireylerle etkin iletişim kurabilmeleri için çok önemlidir1,5. Yaşamın sürdürülmesini etkileyebilecek hastalıklardan biri olan beyin tümörleri, bireylerde farklı fizyolojik ve psikolojik sonuçlara yol açabilmektedir. Hastalar, aileleri ve sağlık ekibi üyeleri ilerleyici, kötüleşen bir süreçle karşı karşıyadırlar6. Tanıdan tedaviye uzanan bu süreç oldukça yorucudur. Ayrıca tümörün etkilediği beyin bölgesine bağlı olarak algı, motor ve duyusal işlevlerde sorunlar, engellilik, hafıza ve algı bozuklukları, zihinsel ve davranışsal sorunlar, konuşma ve iletişim sorunları ortaya çıkabilir7,8. Bununla birlikte beyin tümörlü hastalarda konuşma ve işitme kaybının yanı sıra sözlü iletişimi destekleyen diğer jest, mimik ve motor fonksiyonlardaki kayıplar sağlık ekibi üyelerinin hasta ile iletişim güçlüğü yaşamasına neden olur9. Sağlık çalışanlarının duyu ve motor kaybı olan hastalara yeterli zaman ayırmaması, hasta ile sözel olmayan iletişimin sağlanması ve sürdürülmesi konusunda bilgi eksikliği, görsel iletişim tekniklerinin uygulanamaması, klinik ortamdan kaynaklanan sorunlar hastayla iletişimi daha da olumsuz hale getirir1,10,11. Diğer yandan, beyin cerrahisi hastalarının bakımı hemşire merkezli bir ekip yaklaşımını gerektirir12. İlgili literatür incelendiğinde hemşirelerin en çok onkoloji ve nöroloji kliniklerinde, yoğun bakım ünitelerinde, acil servislerde ve yaşlı bakım kliniklerinde yatan hastalar ve demans tanısı almış hastalarla iletişim güçlüğü yaşadıkları belirtilmektedir11,13,14. Beyin tümörü nedeniyle hastalarda ortaya çıkan sınırlamalara rağmen, bireysel ihtiyaçların planlanmasında etkili iletişim çok önemlidir. Beyin tümörlü hastalarda, hastalığın bilişsel etkilerini ve anksiyeteyi azaltmak için psikososyal müdahalelere ihtiyaç duyulmaktadır13. Duyusal işlevlerdeki değişikliklerle başa çıkmak etkili iletişim ve doğru bilgilendirme ile mümkündür15. Literatürde beyin tümörlü hastalara bakım veren hemşireler tarafından yaşanılan güçlükleri inceleyen sınırlı sayıda çalışma olmasına rağmen, hemşirelerin yaşadıkları iletişim güçlükleri ile ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle bu çalışma, nöroşirürji hemşirelerinin beyin tümörlü hastalara bakım verirken yaşadıkları iletişim güçlüklerini ve bunları etkileyen faktörleri değerlendirmek amacıyla planlandı.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalışma Dizaynı

Bu çalışma, nöroşirurji kliniğinde çalışan hemşirelerin beyin tümörü olan hastalarla yaşadıkları iletişim güçlüklerine ilişkin deneyimlerini açıklamak amacıyla yorumlayıcı fenomenolojik analiz yöntemiyle yürütülen nitel bir araştırmadır. Fenomenolojik çalışmalar, bir kavram ya da olgu üzerinde aynı deneyime sahip bireyler için ortak bir anlam oluşturmayı amaçlar. Yorumlayıcı fenomenolojik nitel araştırmalar, bireylerin deneyimlerini yorumlamanın ve anlamanın bir yoludur16. Yorumlayıcı fenomenoloji, bireylerin ve grupların öznel deneyimlerine odaklanır. Bu yaklaşım deneyimleri ortaya çıkarmayı amaçlar17.

Katılımcılar

Nöroşirurji kliniğinde çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden, beyin cerrahisi alanında en az 2 yıl deneyime sahip 10 hemşire çalışmaya dahil edildi. Hemşirelerin yaş ortalaması 33,8±6,19 yıl iken, %80’i lisans mezunu idi. Ortalama çalışma deneyimi 10,6±6,23 yıl ve beyin cerrahisi alanında çalışma süresi 7,8±7,02 yıl idi.

Veri Toplama

Veriler, Şubat-Eylül 2016 tarihleri arasında yüz yüze, yarı yapılandırılmış derinlemesine bireysel görüşme tekniği kullanılarak toplandı. Görüşmelerin ortalama süresi 50 dakika idi. Hemşirelerin deneyimlerini detaylandırmak için “Beyin tümörü olan hastalarla iletişim güçlükleri konusundaki deneyimleriniz nelerdir?”, “Beyin tümörü olan hastalarla iletişim güçlüklerinizi etkileyen faktörler nelerdir?”, “İletişim problemleri ile baş etmek için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?” ve “İletişim güçlüklerinin önlenmesi ve çözülmesi için önerileriniz nelerdir?” gibi bazı ısınma soruları kullanıldı. Her görüşme kayıt altına alındı, görüşme sırasında önemli noktalar için kısa notlar kullanıldı ve veriler kelimesi kelimesine yazıldı.

Veri Analizi

Hemşirelerin bireysel özelliklerinin analizinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler (ortalama, yüzde) kullanıldı. Görüşmelerden elde edilen verilerin analizinde, fenomenolojik araştırmalarda yaygın olarak kullanılan Colaizzi’nin yedi adım veri analizi yöntemi kullanıldı. Bu yöntem, verileri anlama ve formüle etme ve tema kümeleri oluşturma sürecini içermektedir. Elde edilen sonuçların doğruluğunu kontrol etmek için katılımcılara sunuldu ve onayları alındı18-20. Veriler iki araştırmacı tarafından ayrı ayrı analiz edildikten sonra diğer araştırmacılarla paylaşıldı ve fikir birliğine varılarak temalara son şekli verildi. Veriler analiz edildikten sonra, ortaya çıkan temalar ve yorumlar paylaşıldı ve geçerlilik ve güvenilirliklerini sağlamak için doğrulandı.

Etik Hususlar

Araştırmanın yapılabilmesi için İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan (Protokol no: 45977, tarih: 05/02/2016) etik onay ve çalışmanın yapıldığı kurumdan izin alındı. Bununla birlikte araştırmacı, katılımcıları çalışmanın amacı, katılımcıların rolleri, çalışmanın yararları ve olası riskleri, herhangi bir zamanda çalışmadan çekilebilmeleri ve bilgilerin gizliliği konusunda bilgilendirdi. Sözlü ve yazılı onamlar alındı. Sonuçlardaki doğrudan alıntılarda hemşirelerin gerçek isimleri yerine belirtmiş oldukları takma adlar kullanıldı. Ses kayıtları sadece araştırmacılar tarafından dinlendi ve yazıya geçirildi, başka kimseyle paylaşılmadı.

BULGULAR

Verilerin analizinde elde edilen sonuçlar hemşirelerin yaşadığı iletişim güçlükleri, baş etme yöntemleri ve çözüm önerileri olmak üzere 3 alt başlık altında toplandı. Hemşirelerin yaşadıkları iletişim güçlüklerine ilişkin 2 ana tema, baş etme yöntemlerine ilişkin 2 ana tema ve çözüm önerilerine ilişkin 2 ana tema belirlendi. Sonuçlar aşağıda tartışılmış ve detaylı olarak açıklanmıştır. Hemşirelerin yaşadıkları iletişim güçlükleri, baş etme yöntemleri ve çözüm önerileri ana tema ve alt temaları Tablo 1’de sunulmuştur.

Hemşirelerin Yaşadıkları İletişim Güçlükleri

Derinlemesine bireysel görüşmelerde, beyin tümörü olan hastalarda hemşirelerin yaşadıkları guçluklere yönelik hasta ile ilgili faktörler ve kurumsal faktörler olmak üzere iki ana tema ve alt tema belirlendi. Hasta ile ilgili faktörler ana teması için hastanın bireysel özellikleri, hasta yakınlarının tutumları, hastanın bilgi eksikliği ve hastanın hemşireliğe bakış açısı alt temaları belirlenirken, kurumsal faktörler ana teması için kurumsal olanaklar ve sağlık bakımı ekip üyeleri işbirliği alt temaları belirlendi.

Tema 1: Hastayla İlgili Faktörler

Alt Tema 1: Hastanın bireysel özellikleri

Hemşireler hastaların yaşı, eğitim durumu, Türkçe bilmemeleri, psikolojik durumları ve hastalığın birey üzerindeki fizyolojik etkileri nedeniyle iletişim güçlükleri yaşadıklarını belirttiler.

Araştırmaya katılan 2 hemşirenin hastaların eğitim düzeylerine ilişkin deneyimlerini içeren ifadeler aşağıdaki gibidir;

“Hastalar daha yüksek öğrenim seviyeleri nedeniyle daha iyi bildiklerini ve yaptığımızın yanlış olduğunu düşünüyorlar.” (Takma ad: Papatya).

“Birçok konuda eğitimi olmayanlarla iletişim kuramıyorsunuz. Hastalar için istedikleri gibi bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz ya da bizi anlamıyorlar. Hastalarının beslenmesi hakkında bilgi veriyoruz, bir şey olmayacağını düşünüyorlar. Mesela ameliyattan 4 saat sonra beslenmeye başlayalım diyorum, benden başka 10 kişiye daha ne zaman besleneceklerini soruyorlar.” (Takma adı: Kedi).

Hemşireler hastaların Türkçe bilmemelerinden dolayı iletişim güçlüğü yaşadıklarını belirttiler. İki hemşirenin bu konudaki açıklamaları şu şekildedir;

“İki numarada Türkçe bilmeyen bir hastamız var. Normalde ilacı uygularken hastaya mide bulantısı olup olmadığını sorarım. Dil bilmeyen hastalara soramam, Acaba yüz ifadeleri değişiyor mu diye yüz ifadelerine bakarım.” (Takma ad: Güneş).

“Arapça konuşan bir hastam var, hastamla iletişim kuramıyorum.” (Takma ad: Gül).

Hemşireler, hastalığın psikolojik etkileri nedeniyle hastaların içe kapanma, karamsar duygudurum, öfke, korku, kaygı, depresif duygudurum, benlik algısında bozulma, tedaviyi reddetme gibi sorunlar yaşadıklarını ve bunlara bağlı iletişim güçlükleri yaşadıklarını belirttiler. Tedavi sürecinde hastaların beklentilerinin karşılanması ve yakınlarının tepkileri hastaların psikolojik durumlarını etkilemektedir. Hemşirelerin bu alt temaya ilişkin ifadeleri şu şekildedir;

“Çok tedirginler. Pansumanlarını soruyorlar, pansumanımız ne zaman yapılacak, ilacımız var mı, ağrı kesicilerimi ne zaman vereceksiniz? Onlara her tedaviyi anlatmamıza rağmen yine de tekrar tekrar soruyorlar. Ağrı zaten kötü bir şey olduğu ve beyin ameliyatı zor olduğu için tabii ki giderek sorular artıyor.” (Takma adı: Güneş).

“Bazen kimseyi duymuyorlar, istediklerini söylüyorlar, kendi dünyalarındalar. Ne istediğini söyle, ne istediğini açıkla. Ne zaman bir şeyler iyi gitmeye başlasa, parmaklarını hareket ettirmeleri ve hatta ellerini biraz kullanmaları bile onlara enerji veriyor ve söylediklerimiz bir anlam kazanıyor.” (Takma ad: Güneş).

“Ameliyattan sonra hastalar hayal kırıklığına uğrayabilirler. Ağlama krizi, konuşmama, konuşabilen hastalar, konuştuklarını biliyoruz ama konuşmuyorlar, göz göze iletişim kurmuyorlar.” (Takma ad: Güneş).

“Hastalarımızdan biri uzun süre kaldığı için bunalımda, sürekli ağlıyor, bilinci açık ama konuşmuyor. Trakeostomisi olduğu için ağrısını işaretlerle belirtiyor, tuvalete ihtiyacı olduğunda kağıda hareketlerle yazmasını öneriyoruz ama depresif ve ajite olduğu için talimatlara uymuyor.” (Takma ad: Gül).

“Hastalarımızdan birinin bilinci açık, konuşamıyor, hasta yakını sürekli şikayet ediyor, hastaya kızıyor, durumu kabullenemiyor, bu da hastanın psikolojisini etkiliyor. Hasta hep gergin, dün arkadaşıma saldırma girişimi oldu, böyle durumlar olabiliyor ve tabii ki motivasyonumuzu etkiliyor.” (Takma ad: Özgürlük).

Araştırmaya katılan hemşireler beyin tümörü ile ilişkili disfaji, afazi, bilinç bozukluğu, trakeostomi varlığı, algı bozukluğu, motor ve kas fonksiyon kaybı, görme, işitme kaybı, nöbet, ağrı ve uykusuzluk nedeniyle iletişim güçlüğü yaşadıklarını belirttiler. Hastalığın fizyolojik etkilerine ilişkin 2 hemşirenin ifadeleri şu şekildedir;

“Özellikle kafası karışık hastalar bakım kabul etmezler. Söylediklerimizi algılayamazlar.” (Takma ad: Güneş).

“Genç hastalarda ağrı, uyku sorunları, ameliyatla ilgili korkular olabilir.” (Takma ad: Gül).

Alt Tema 2: Hasta yakınlarının tutumları

Hemşireler hasta yakınlarının bakım sürecinde hasta ile iletişim kurmakta zorluklara neden olduklarını belirttiler. Hasta yakınları ile yaşanan çatışmaların hastanın bakımının sürdürülmesini zorlaştırdığı ve hasta ile iletişimi olumsuz etkilediği belirlendi. Hemşirelerin iletişim güçlüklerine ilişkin ifadeleri şu şekildedir;

“Hasta kustuğunda, uykuya meyilli olduğunda veya ani bir değişiklik olduğunda, hasta yakınları çok stres oluyor, sinirleniyor ve bunu bize yansıtıyor. Sürekli bizden hastalarının yanında olmamızı bekliyorlar.” (Takma ad: Gül).

“Bir hastada Klebsiella üremesi nedeniyle temas izolasyonu uygulandı. Hastanın yakını hastasını benim enfekte ettiğimi düşünüyor ve benim gözlemime göre intikam almak istiyor. Elinde eldivenlerle tezgahlarımıza dokunuyor, odamızın kapı koluna dokunuyor ve onu uyardığımızda bizimle tartışıyor. Çünkü hasta yakınlarını koordine edemediğimiz zaman hastamızla ilgili durumları koordine edemiyoruz. Sıkıntımız var, hasta yakınları tüm krizleri bize yansıtıyor ve çözüm bulamıyoruz.” dedi. (Takma ad: Gül).

“Hastalığını bilmeyen bir hastamız olduğunda hasta yakınları “hastamız ne olduğunu bilmiyor, lütfen açıklamayın.”, ”Muayene için hastaneye kaldırıldığını söyledik” gibi ifadeler söylüyorlar. İlk aşamada hastaya teşhisini söylememeye çalışıyoruz. Ancak hasta yakınlarına da bunun doğru olmadığını, durumu hastaya söylememiz gerektiğini söylüyoruz. Bu sürecin geçici olduğunu ve iyileşmek için burada olduğunu anlatarak hem hastayı hem de hasta yakınlarını bilinçlendiriyor ve daha rahat uyumalarını sağlıyoruz.” (Takma Adı: Balık).

“Özellikle hasta yakınlarıyla sorun yaşıyoruz. Kronik hastalarımızın çoğu bilinçsizdir ve kendilerini ifade edemezler. Ancak hasta yakınları bakım vermemizi engelleyebilir. Durumu kabul edemezler. Hastanın bakımı bir kişiye bırakıldığında hasta yakınları da uykusuz ve gergin oluyorlar.” (Takma ad: Özgürlük).

“Trakeostomili hastalarımızda sorun yaşayabiliriz. Aspirasyon yaparken hasta yakınları hastaları boğduğumuzu ve nefessiz bıraktığımızı düşünebilirler. Bazen bu duruma müdahale ediyorlar, bu yüzden sorunlarımız oluyor. Taburculuk planlanıyorsa beslenme ve aspirasyon eğitimi vermeliyiz, kabul etmek istemiyorlar. Her şeyi yapabileceklerini ama aspirasyonu asla yapamayacaklarını söylüyorlar.” (Takma ad: Kedi).

Alt Tema 3: Hastanın bilgi eksikliği

Hemşireler bilgi eksikliğinin hastalarla iletişim güçlüklerinde önemli bir etken olduğunu belirttiler. Aşağıda bir hemşirenin bu konudaki ifadeleri yer almaktadır.

“Hekimler hastanın durumu ile ilgili fazla detaya girmiyorlar, ameliyat sonrası hastada sekel olduğunda hastalar ve ayrıca yakınları neden bu haldeyim diye bağırarak ya da sürekli bir şeyler isteyerek bize karşı gelebiliyorlar, konuşamayan hastalar bunu mimikleriyle gösteriyorlar.” (Takma ad: Balık).

“Ameliyat sırasında malzeme isteniyor ve uçlar, bıçaklar, mikroskop malzemeleri gibi cihazlarla uyumlu bazı aletler kullanılıyor. Bunlar başarılı bir operasyon için gerekli malzemelerdir. Bu ürünler maalesef sağlık sigortası kapsamında değildir. Bu nedenle hastaların bazı ücretler ödemeleri gerekmektedir. Hastalar bazen bu ücretlerin neden istendiğini anlamakta güçlük çekiyorlar. Ameliyat öncesi hasta ve hasta yakınlarının en ince ayrıntısına kadar bilgilendirilmesi gerekmektedir. Hastalar bu durumları anlayamadığında, bunu hastanın anlayabileceği şekilde açıklamak bize düşüyor.” (Takma ad: Balık).

Alt Tema 4: Hastanın hemşireliğe bakış açısı

Hemşireler toplumun hemşirelik mesleğine bakış açısının iletişim güçlüğü yaşamalarını etkilediğini belirttiler. Hasta ile birlikte, hasta yakınlarının da hemşireliğe bakışının iletişim güçlüğü yaşanmasında önemli olduğu belirlendi. Hemşirelerin bu alt temaya ilişkin ifadeleri şu şekildedir;

“Şu anda çok işimiz var, hemen orada olacağız dediğimizde hemen ‘ama hastam bekliyor, hastam ayağa kalkacak’ diye cevap veriyorlar. Ancak bize yaptıkları kadar doktorlara çok fazla stres yansıtmıyorlar. Aslında, kendilerine sormaları gereken soruları bize sürekli soruyorlar. Bazıları hemşirelere çok değer verirken, bazıları hemşireleri daha basit görüyorlar. Hemşirelere ve doktorlara yönelik davranışlarında belirgin farklılık olan kişilerin hemşirelere karşı olumsuz bir bakış açısına sahip olduğunu düşünüyorum.” (Takma ad: Gül).

“Beni en çok rahatsız eden şey, hemşireleri değersiz görmeleri. Bazı hastalar bağırabileceklerini, her şeye sahip olduklarını, sinirlenebileceklerini, hepsini hemşirelerin yapması gerektiğini düşünüyorlar. Bu konuda bir çalışma yok ve ayrıca hastane yönetimi de... İnsanlar her hakları var sanıyorlar. Hemşireye istedikleri gibi bağırabileceklerini düşünüyorlar. Bazı hasta yakınlarının gözünde o kadar değersiziz ki beni en çok etkileyen bu (ağlıyor).” (Takma ad: Özgürlük).

“Bazen doktorlarla olan iletişim sorunları bize de yansıyabiliyor. Ameliyat sonrası pansumanlarda da sorun yaşayabiliriz. Pansuman yaparken bantları neden hızlı çektikleri ve neden böyle davrandıkları konusunda doktorlara bir şey söyleyemiyorlar, bizi kendilerine daha yakın buldukları için anlatma ihtiyacı hissediyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse bazen kötü niyetle söylediğini düşündüğüm kişiler de var, hastanede yaşadıkları en ufak bir şeyi bile dile getirerek, örneğin televizyonda hiçbir kanalın olmadığını söyleyerek sorunlarını bize aktarıyorlar.” (Takma ad: Kedi).

Ana Tema 2: Kurumla İlgili Faktörler

Hemşirelerin hastalarla iletişim güçlüğü yaşamalarında kurumla ilgili faktörlerin etkili olduğu belirlendi. Kurumla ilgili faktörler ana teması için kurumsal fırsatlar ve sağlık ekibi üyelerinin işbirliği alt temaları belirlendi.

Alt Tema 1: Kurumsal olanaklar

Hemşirelerin hasta ve hasta yakınlarının laboratuvar ve diğer tetkikler için klinik dışında farklı birimlere gitmek istemeleri, materyal ve ekipman eksikliğinde bunu sorgulamaları ve reddetmeleri ve eksik materyaller hastalar tarafından karşılandığında, yetersiz fiziki koşullar ve sağlık personeli nedeniyle tedavilerin ertelenmesi veya ameliyatın ertelenmesi durumunda ve dili bilmeyen hastalara tercüman desteği verilmediğinde iletişim güçlüğü yaşadıkları belirlendi. Hemşirelerin bu temaya ilişkin ifadeleri aşağıda yer almaktadır.

“Hasta yakınlarının kronik hastaya bakması, gece gündüz yanlarında kalması ve hastane şartlarına uyum sağlaması zordur. Laboratuvar ve görüntüleme merkezinin ana binada olması ve bizim ayrı bir binada olmamız, kan örneği ve diğer görüntüleme işlemleri için bina dışına çıkmak zorunda olmaları iletişimimizi olumsuz etkiliyor. Bu süreç de aynı şekilde daha çok yorulmamıza neden oluyor.” (Takma ad: Özgürlük).

“Bazı malzemeler zaman zaman satın alma koşulları nedeniyle mevcut olmayabilir. Özellikle pahalı ilaçların temini ve rapor edilen ilaçlar için konsültasyon sürecinin tamamlanması zaman alabilir.” (Takma ad: Balık).

“Son zamanlarda birkaç hasta için tercüman desteği aldık. Ancak tercüman her zaman yanımızda değil.” (Takma ad: Güneş).

Alt Tema 2: Sağlık ekibi üyelerinin işbirliği

Hemşireler, sağlık ekibi üyeleriyle işbirliğinde yaşadıkları sorunların hastalarla iletişim güçlüklerini etkileyebileceğini belirttiler. Bu temaya ilişkin güçlükler; hekimlerin, hemşireleri hastaların bakım ve tedavi süreçleri hakkında eksik bilgilendirmesi bilgilendirmemesi, yardımcı personellerin görev ve sorumluluklarını aksattığı durumlarda profesyonel iş ortamının sağlanamaması, hasta ve yakınları ile iletişim sorunları olduğunda hemşirelerin zaman zaman zorlandıkları kendilerini yalnız hissetmelerine neden olduğu belirlendi. Hekimin hemşireyi bilgilendirmediği durumlarda, hemşirenin hastadan bilgi alması da önemli bir sorun olarak değerlendirildi. Hemşirelerin bu temaya ilişkin bazı ifadeleri aşağıda verilmiştir.

“Bazen hekimler hastayı ameliyat listesine alıyor, bu da listeler hızlı güncellenmediği için ameliyat edilecek hastayı geç öğrenmemize neden oluyor. Bu durum da hastanın ağızdan beslenmesini etkiliyor.” (Takma ad: Rüzgar).

“Haklı olsanız bile konuşamayabilirsiniz, herhangi bir şiddete maruz kaldığımızda kendimizi savunmada güçlük yaşıyoruz. Hastanın durumu, çalışma koşulları gibi şeyler yaşamak sizi yalnız hissettiriyor.” (Takma ad: Rüzgar)

Baş Etme Yöntemleri

Hemşirelere hastalarla iletişim güçlüğü yaşadıklarında hangi baş etme yöntemlerini kullandıkları soruldu. Baş etme yöntemleri için terapötik ve terapötik olmayan yöntemler olmak üzere iki ana tema ve alt tema belirlendi.

Ana Tema 1: Terapötik yöntemler

Araştırmaya katılan hemşirelerin en çok hastalarıyla iletişim güçlüğü yaşadıklarında terapötik yöntemler kullandıkları belirlendi. Bu tema için terapötik iletişimin sürdürülmesi, terapötik ortamın oluşturulması ve bakım ihtiyaçlarının karşılanması alt temaları belirlendi.

Alt Tema 1: Terapötik iletişimin sürdürülmesi

Hemşirelerin hastalarla iletişim güçlüğü yaşadıkları durumlarda terapötik iletişimi sürdürdükleri belirlendi. Bu bağlamda işitme, konuşma ve algılamada ve psikolojik nedenlerle

iletişimi sürdürmekte güçlük çeken hastalarda iletişimi güçlendirmek için çeşitli terapötik yöntemler kullandıklarını belirttiler. Hemşirelerin bu alt temaya ilişkin bazı ifadeleri aşağıda verilmiştir.

“Hasta konuşamıyor ama yazabiliyorsa yazmasını istiyoruz. Hastanın kısmi işitme kaybı varsa yüksek sesle konuşmaya, hiç duymuyorsa alfabeyi göstererek ifadelerini anlamaya çalışıyoruz. Trakeostomili hasta kendini konuşarak ifade edemez ama bir süre sonra dudak okuyarak iletişim kurarız. Görmezse dokunmasına izin veriyoruz çünkü hasta kendini güvende hissetmek istiyor.” (Takma ad: Mavi).

“İşlevsel olarak yetersiz hastalarda dokunarak, göz göze ve hatta sadece parmakla iletişim kuruyoruz. Her hastanın kendi iletişimi yolu vardır. Bazı hastaları parmaklarıyla, bazılarını ise göz kırptıklarında anlayabiliriz. Kaşından bile hangi yöne döneceğini biliyoruz.” (Takma ad: Deniz).

“Hastalar panik hissettiklerinde, onları rahatlatmaya çalışırız ve onları sakinleştiririz. Daha sonra hastanın yanına giderek onlarla daha çok konuşuruz. Örneğin hasta nöbet geçirdiğinde onunla daha çok konuşuyoruz ve iletişim kurmak için zaman ayırıyoruz. Bir süre sonra panikleri azalıyor, bize bakış açılarının da daha ılımlı olduğunu ve kendilerine olan güvenlerinin arttığını görüyoruz.” (Takma ad: Gül).

Alt Tema 2: Terapötik bir ortamın oluşturulması

Hemşirelerin iletişim güçlükleri ile terapötik ortam kurarak, hastaların kendilerini ifade etmelerini ve stresle baş etmelerini destekleyerek baş ettikleri belirlendi. Buna göre bireyin bakım sürecine katılımını destekleme, hizmete yönlendirme, dili konuşamayan hastalar için tercüman desteği arama, hasta ailesi/yakınları ile iletişimi güçlendirme gibi girişimlerde bulunduklarını belirttiler. Bu alt temaya ilişkin bazı ifadeler aşağıda verilmiştir.

“Servisi tanıtıyoruz, yemek saatleri, ziyaretçi sınırlaması gibi servise oryantasyonu konusunda eğitim veriyoruz.” (Takma ad: Rüzgar).

“Hastayı gözlemliyoruz. Örneğin, kendi yemeğini yiyor mu? Kaşığı ve bardağı tutacak gücü varsa elimi sıkabilirsin diyorum. Bardağını tut ve kendi başına iç diyorum. Kendine güvenini yeniden kazandığında psikolojik olarak rahatlıyor ve bizimle daha iyi iletişim kuruyor.” (Takma ad: Güneş).

Alt Tema 3: Bakım gereksinimlerinin karşılanması

Araştırmaya katılan hemşireler, hastalarının bakım gereksinimlerini karşıladıklarında iletişim güçlükleriyle daha kolay baş ettiklerini belirttiler. Hastanın ağrılarının dindirilmesi, uykuya dalmada veya uykunun sürdürülmesinde sorun olması durumunda uykuya yönelik destekleyici müdahalelerin yapılması, nöbet durumunda güvenliğin sağlanması, psikolojik olarak kendilerini iyi hissetmediklerinde duygusal destek sağlanması gibi hemşirelik müdahaleleri ile bakım ihtiyaçlarını karşılamada etkili olduğunu belirttiler. Bir hemşirenin bu konudaki açıklamaları şu şekildedir;

“Ağrılı bir hastaya pozisyon verme, ışıkları azaltma, müzik dinlemesini sağlama gibi müdahalelerle destek verdiğimizde bize olan güveni de artıyor ve iletişimimiz güçleniyor.” (Takma ad: Deniz).

Ana Tema 2: Terapötik Olmayan Yöntemler

Hemşirelerin iletişim güçlüğü yaşadıklarında bazen terapötik yöntemlerin yanı sıra terapötik olmayan yöntemleri de kullandıkları görülmüştür. Hemşirelerin iletişim güçlüğü yaşadıklarında hasta bireyle iletişimi kısıtlama, çatışma dilini kullanma, suçlama, hastanın uygunsuz cinsel içerikli davranışını paylama gibi uygun olmayan iletişim davranışları sergiledikleri belirlendi. Bazı hemşirelerin ifadeleri aşağıda verilmiştir.

“Hastaya bazen mutlu olmadığını söylüyorum, ‘sen mutlu değilsen odaya gelmem’ diyorum.” (Takma ad: Güneş).

“Hasta veya yakını bizimle çok saygısız ve kötü bir şekilde iletişim kurarsa, o odada fazla vakit geçirmemeye çalışıyoruz. Çünkü olay büyüdükçe fiziksel şiddete maruz kalıyoruz, bu yüzden iletişimi kısıtlıyor ve aynı şekilde davranıyoruz. Tabi ki bakımında bir kısıtlama olmuyor.” (Takma ad: Rüzgar).

“Hasta veya yakını bağırır çağırır öfkelenir, gerektiği gibi yatıştırmaya çalışıyoruz ama tabii yeri gelince insanın sabrı taşabiliyor. Hemşirenin de tepki gösterdiği yerler olabiliyor. Bir yerden sonra insan sabredemeyebiliyor.  Haksız yere hakarete uğramak, saldırıya uğramak da tabii ki insanın sabrını taşırıyor” (Takma ad: Özgürlük).

“Frontal bölge etkilenirse bazı hastalar tacizle davranıyorlar. Karısının yanında hemşire hanım çok güzel diyorlar, yemeğe çıkalım mı diye soruyorlar ve evlenme teklif ediyorlar. ‘Sana hiç yakışmıyor’ gibi sözler söylüyoruz.” (Takma ad: Mavi).

Çözüm Önerileri

Araştırmaya katılan hemşirelere, hastalarla iletişim güçlüklerini önlemek ve iletişimi güçlendirmek için çözüm önerileri soruldu. Çözüm önerileri için terapötik bakım ortamının oluşturulması ve hemşirenin güçlendirilmesi temaları belirlendi.

Ana Tema 1: Terapötik Bakım Ortamının Oluşturulması

Hemşireler terapötik bakım ortamının güçlendirilmesi ile iletişim güçlüklerinin önlenebileceğini ve sorunların çözülebileceğini belirttiler. Bu amaçla, hemşirenin empati yapması ve profesyonel bir dil ile yaklaşması, hasta ve yakınlarını düzenli olarak bilgilendirmesi, hekimlerin hasta ve yakınlarını bilgilendirmesi, hekimlerin hemşireleri bilgilendirmesi, hasta ve yakınlarına eğitim seminerleri/ toplantıların düzenlenmesi, hasta ve yakınlarının hastalığı kabullenme sürecinde ve düzenli olarak psikolojik destek sağlanması, hasta sayısı/ hemşire oranının düzenlenmesi, malzeme temini, hasta sevki ve sigorta sorunlarının çözümlenmesi, yardımcı personel ile ilişkilerde profesyonel yaklaşımın benimsenmesi konularında öneriler sundu Hemşirelerin bazı ifadeleri aşağıda verilmiştir.

“Okulda kendimizi hastanın yerine ya da hasta yakınının yerine koymayı öğrendik. Empati yapmak. Gerçekten yapabilirsek, her şeyi çözebileceğimizi düşünüyorum.” (Takma ad: Güneş).

“Hasta ve yakınlarına psikolojik destek verilebilir. Hasta yakınlarına eğitim verilebilir. Toplantı salonları var, toplantılar yapılabilir. Bilgi verilebilir, manevi destek sağlanabilir.” (Takma ad: Özgürlük).

“Hekimler hastaları ve yakınlarını bilgilendirmelidir. Her açıdan örneğin uyuşturucu konusunda önce ve sonra verilen bilgiler çözüm olabilir.” (Takma ad: Balık).

Ana Tema 2: Hemşirenin Güçlendirilmesi

Hemşireler, zorluk yaşadıkları durumlarla baş etmede ve sorunları çözmede güçlendirmeye gereksinim duyduklarını belirttiler. Bu bağlamda düzenli ve interaktif hizmet içi eğitimler düzenlenmesinin, mesleki dayanışmanın güçlendirilmesinin, hemşirelerin kurumsal desteğinin, yönetim destek ve motivasyonuyla sosyal etkinlikler düzenlenmesinin hemşirelerin güçlenmesine katkı sağlayacağını belirttiler. Hemşirelerin bazı önerileri aşağıda verilmiştir.

“Bilgilendirme sempozyumu olabilir. Ne kadar takip etsek de böyle hastalara yaklaşımla ilgili daha çok etkinliklere katılmak gerekiyor” (Takma ad: Deniz).

“Bence her zaman eğitime ihtiyacımız var. Hizmet içi eğitim programları ile kendimizi geliştiriyoruz. İnteraktif eğitimler daha etkili olacaktır.” (Takma ad: Rüzgar).

“Psikolojik yardım almak iletişimi güçlendirmek için önemli olabilir.” (Takma ad: Mavi).

“Hemşirelerle iş birliği yaparsak, hekimler de destek verirse sorunlarla daha kolay başa çıkabileceğimizi düşünüyorum.” (Takma ad: Rüzgar).

TARTIŞMA

İletişim, karmaşık, çok boyutlu bir süreçtir ve insanın yanıtları iletişimin sürdürülmesinde belirleyicidir. Klinik ortamda hemşire-hasta iletişimi, bireyin yanıtlarından etkilenir6. Hastanın hastalığa ve tedavi/bakım sürecine verdiği tepkilerin farkındalığı, etkili iletişimin sürdürülmesi ve kaliteli bakımın sağlanması için esastır. Bu bağlamda hemşirelerin terapötik ve birey merkezli iletişime yönelmeleri beklenmektedir3,4. Özellikle beyin tümörlü hastalarda yaşanan fiziksel, psikolojik ve sosyal değişimler bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmalı ve çok yönlü bir yaklaşım benimsenmelidir12,21. Beyin tümörlü hastalarla yapılan bir çalışmada iletişimin bakım kalitesinin en önemli göstergelerinden biri olduğu bildirilmiştir22. Bu bilgilerden hareketle gerçekleştirilen bu çalışmada, hemşirelerin beyin tümörü olan hastalarla iletişim güçlüklerine ilişkin deneyimlerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.

Bu çalışma kapsamında hemşirelerle yapılan görüşmelerde iletişim güçlüklerine ilişkin deneyimlerinin hasta ve kurumla ilgili olmak üzere iki ana tema altında toplandığı görüldü. Hasta bireylere ilişkin belirlenen bireysel özellikler, hasta yakınları, bilgi eksikliği ve hemşireliğe bakış açısı alt temaları iletişimin çok boyutlu olarak etkilendiğini ortaya koydu. Çalışmalar, beyin tümörü teşhisi konan hastaların, fonksiyonel bozuklukların varlığı ve olumsuz prognoz gibi nedenlerle, depresyon, uykusuzluk, yorgunluk, ağrı, kabızlık, konsantrasyon güçlüğü gibi duygusal ve fiziksel sorunları içeren yüksek düzeyde sıkıntı yaşadıklarını göstermiştir23. Benzer şekilde bu nitel çalışmada da psikolojik durumun ve hastalığın birey üzerindeki fizyolojik etkilerine ilişkin deneyimlerin iletişim güçlüklerine neden olduğu belirlendi. Hemşire hastayla tanıştığı ilk andan itibaren kapsamlı bir hemşirelik tanısı ile bireydeki olası ve mevcut sorunları teşhis etmelidir. Böylece hemşire, hasta ve yakınlarını bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirecek ve ihtiyaçlarını en erken zamanda fark edecek ve olası sorunların önüne geçilecektir24,25. Bu tanı süreci, olası iletişim güçlüklerinin önlenmesine önemli katkı sağlayabilir.

Hemşireler, hasta birey ve yakınlarının bakım verici rollerini yerine getirirken depresyon, anksiyete ve ruh sağlığı sorunları yaşayabileceklerinin farkında olmalıdır. Hasta yakınları, bağımlılığı yüksek olan bu bireye bakım verirken bazen baş edemediklerini ve yalnız bırakıldıklarını düşünebilirler. Bu konuda sağlık profesyoneli bireyi kendisi ve çevresiyle birlikte değerlendirmeli ve bütüncül bir bakış açısıyla bakımını sürdürmelidir26. Bireylerin kaygı ve korku tepkilerinin normal olduğu kabul edilmelidir12. Bu çalışmanın ortaya koyduğu deneyimler, bireyi ve ailesini mümkün olduğunca bakıma dahil etmenin ve aile merkezli bakım yaklaşımının önemini ortaya koymuştur. Bu bilgilere göre, hasta ve hasta yakınlarına psikososyal destek sağlamak için güvenilir ve sakin bir iletişim ortamının oluşturulması ve etkin iletişim yöntemlerinin benimsenmesi hemşirelik uygulamalarının temelini oluşturmaktadır27,28.

Beyin tümörlü hastaların bilgi ihtiyaçlarının yeterince karşılanamaması önemli bir sorundur21,29. Ancak bilgi verme aynı zamanda bireyi bakım sürecine dahil etmenin bir yoludur22. Bazen yoğun çalışma, uzun çalışma saatleri ve yüksek hasta sayısı gibi nedenler iletişimi önemli ölçüde etkilemektedir. Araştırmanın yürütüldüğü hastanenin üniversite hastanesi olması ve tek bir beyin cerrahisi kliniğinin bulunması ve ilgili klinikte çalışan uzman hekim sayısının yetersiz olması kurumsal faktörlerden hasta-hemşire-hekim iletişiminde aksamalara neden olmuştur. Ayrıca yapılacak girişimsel işlemlerin riskleri hasta yakınlarını tedirgin etmekte ve sağlık çalışanlarından beklentilerin artmasına neden olmaktadır. Buna göre hasta ve yakınlarının hastalığın tüm etkileri ve tedavi/bakım süreçlerine ilişkin kapsamlı ve sistematik şekilde bilgilendirilmeleri, sorunların çözümüne önemli katkılar sağlayabilir21,30.

Hasta ve hasta yakınlarının hemşirelik mesleğine bakış açısı ve tutumları da yaşanan sosyo-kültürel faktörlerden etkilenmektedir. Arkorful ve ark.31 tarafından yürütülen nitel araştırmada da bu tema hemşire-hasta etkileşimindeki engellerden biri olarak belirlenmiştir. Toplumun hemşirelik mesleğine olumlu bir bakış açısı geliştirmesi için hemşireler, meslek kuruluşları ve yönetimlerin bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yapmaları önerilebilir. Sağlık profesyonellerinin görev ve sorumluluklarının kurumsal düzeyde netleştirilmesi ve hasta/yakınlarının görebileceği ve ulaşabileceği şekilde ilan/duyuru yapılması faydalı olabilir.

Hemşirelerin iletişim güçlüğü yaşamasını etkileyen bir diğer faktör de kurumla ilgili faktörlerdir. Bu ana tema için kurumsal olanaklar ve sağlık ekibi üyelerinin işbirliği alt temaları belirlendi. Hemşirelerin bu temaya ilişkin deneyimleri incelendiğinde kurumsal altyapı ile ilgili sorunların çözümü için yapısal değişikliklere ihtiyaç olduğu görüldü. Öte yandan hemşirelerin hasta ve hasta yakınlarının sorunlarını ilettikleri ve çözüm bekledikleri ekip üyeleri olmaları da hemşirelerle iletişimlerinin daha kolay olduğunun ve hemşirelerin çözüm üretebileceğine olan inançlarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Hemşirelerin klinik ortamda sürekli bulunmalarının ve hasta/yakınlarıyla açık iletişim kurmalarının bu durumu etkilediği söylenebilir. İletişim güçlüğü olarak tanımlanan bu durum, hasta/yakınlarının hemşirelere olan güveninin bir göstergesi olarak da düşünülebilir.

Günümüzde sağlık hizmetlerinde multidisipliner ekip yaklaşımının önemi vurgulanmaktadır. Sağlık ekibi üyeleri arasında açık ve etkili iletişim ve işbirliği, tedavi ve bakım süreçlerinin yönetiminde kilit bir role sahiptir32. Ekip iletişimi aynı zamanda sağlık hizmetlerinde bir güvenlik konusudur33,34. Bu çalışmada, sağlık ekibi üyelerinin işbirliğinde yaşanan sorunların hasta/yakınları ile iletişim güçlüklerinde etkili olduğu ortaya konmuştur. Buna göre sağlık ekibinin etkin iletişimi, işbirliği, iş/görev tanımlarına uygun sorumluluk paylaşımının yapılabilmesi için iş akışlarının belirlenmesi, hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi ve ekip kavramının benimsenmesi için aktivitelerin (bilimsel, sosyal, eğitsel vb.) düzenlenmesi faydalı olabilir.

Hemşirelerin iletişim güçlükleriyle baş etme deneyimleri incelendiğinde terapötik ve terapötik olmayan yöntemler olmak üzere iki ana tema belirlendi. Terapötik yöntemlerin daha çok benimsendiği ve bu konuda özel çaba sarf edildiği belirtildi. Diğer yandan iletişimi kısıtlama, suçlama ve çatışma dilini kullanma gibi uygun olmayan tutum ve davranışların sık olmamakla birlikte hemşirelerin zaman zaman kullandığı gözlemlendi. Hemşirelerin sorunlarla baş etmede zorlandıkları durumlarda kendilerini çaresiz hissettikleri için terapötik olmayan yaklaşımlara yöneldikleri görüldü. Bu bağlamda hemşirelerin kriz durumlarında baş etme becerilerinin geliştirilebilmesi için eğitim faaliyetlerine ihtiyaç duyulduğu ve profesyonel yaklaşımlar hakkında daha fazla bilgi sahibi oldukları görülmektedir24,33. Terapötik müdahalelerle oluşturulan destekleyici bir ortam hasta ve yakınlarının farkındalık kazanmasına, kaygının azalmasına ve iletişimin teşvik edilmesine önemli katkılar sağlayacaktır8,35.

Hemşirelere iletişim güçlüklerini azaltmaya/ortadan kaldırmaya yönelik çözüm önerileri sorulduğunda, yaşadıkları güçlükler ve baş etme davranışlarına paralel olarak terapötik bakım ortamının ve hemşirelerin güçlendirilmesinin gerekliliği konusunda önerilerde bulundular. Bu sonuçlar doğrultusunda araştırmaya katılan hemşirelerin farkındalık düzeylerinin yüksek olduğu söylenebilir. Ancak önerilerini uygulamakta ve çözüm bulmakta zorlandıkları belirlendi. Terapötik bakım ortamının güçlendirilmesi çok yönlü girişimler gerektiren bir konudur. Bu nedenle hemşirelerin hasta ve hasta yakınları, sağlık ekibinin diğer üyeleri, yöneticiler ve diğer paydaşlarla işbirliği yapmasını gerektiren uzun soluklu bir çalışma alanıdır31,34. Hasta, hasta yakınları ve ekiple iyi iletişim ve ekip çalışması, hasta ve ailelerinin desteklenmesi ve eğitim nitelikli hemşirelik bakımı için temel gereksinimlerdir36. Öncelikle klinik düzeyde hemşireleri, ardından diğer paydaşları içeren çok aşamalı bir yaklaşım sorunların çözümü için önerilebilir.

Çalışmanın Kısıtlılıkları

Bu araştırma, beyin tümörü olan hastalarla iletişim güçlüğü yaşayan hemşireler dahil edilerek amaçlı örnekleme yoluyla gerçekleştirilmiştir. Bu olasılıksız örnekleme yöntemi, çalışma sonuçlarının genellenebilirliği bakımından sınırlıdır. Bu çalışma, olasılıksal örnekleme yöntemleri kullanılarak daha büyük farklı örneklem gruplarında nicel araştırma desenleriyle olguyu incelemek için bir veri kaynağı oluşturabilir.

SONUÇ

Hemşireler ve hastalar arasındaki ve hemşireler ve diğer ekip üyeleri arasındaki iletişim, hasta güvenliği konusu olarak daha fazla üzerinde durulması gereken bir alandır. Bu çalışmada tanımlanan iletişim güçlükleri, baş etme yöntemleri ve çözüm önerileri doğrultusunda, terapötik bakım ortamının oluşturulması, hastaya/yakınlarına verilen bilgi eksikliğinin giderilmesi, bireylerin ve ailelerinin bakım süreçlerine katılımıyla bireyselleştirilmiş bakım yaklaşımının benimsenmesinin önemi, olası/mevcut iletişim güçlüklerinin yönetimi için ortaya konuldu. Bununla birlikte hemşirelerin diğer sağlık ekibi üyeleri ile etkili iletişim kurması, işbirliğinin güçlendirilmesi, iletişim güçlüğüne neden olan kurumsal faktörlerin belirlenmesi ve çözüm girişimlerinin yapılması önerilebilir.

Etik

Etik Kurul Onayı: Çalışma için İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan onay alınmıştır (Protokol no: 45977, tarih: 05/02/2016).

Hasta Onayı: Çalışmamıza dahil edilen tüm hemşirelerden bilgilendirilmiş onam formu alınmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir. 

Yazarlık Katkıları

Konsept: A.Ö., G.Ö.A., H.K., R.A., Dizayn: A.Ö., H.K., R.A., Veri Toplama veya İşleme: A.Ö., G.Ö.A., K.Ş., Analiz veya Yorumlama: A.Ö., H.K., R.A., Literatür Arama: A.Ö., G.Ö.A., K.Ş., Yazan: A.Ö., G.Ö.A., H.K.

Çıkar Çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir.

Finansal Destek: Çalışmamız için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.

References

1
Fakhr-Movahedi A, Salsali M, Negharandeh R, Rahnavard Z. A qualitative content analysis of nurse-patient communication in Iranian nursing. Int Nurs Rev. 2011;58:171-80.
2
Tay LH, Hegney D, Ang E. Factors affecting effective communication between registered nurses and adult cancer patients in an inpatient setting: a systematic review. Int J Evid Based Healthc. 2011;9:151-64.
3
McCabe C. Nurse-patient communication: an exploration of patients’ experiences. J Clin Nurs. 2004;13:41-9.
4
Slatore CG, Hansen L, Ganzini L, Press N, Osborne ML, Chesnutt MS, et al. Communication by nurses in the intensive care unit: qualitative analysis of domains of patient-centered care. Am J Crit Care. 2012;21:410-8.
5
Kvåle K. Do cancer patients always want to talk about difficult emotions? A qualitative study of cancer inpatients communication needs. Eur J Oncol Nurs. 2007;11:320-7.
6
Kaya H. Nörolojik Bilimler Hemşireliği. In. Topçuoğlu M, Durna Z, Karadakovan A (eds), İntrakraniyal Tümörlü Hastalarda Bakım. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi, 2013;329-54.
7
Goebel S, Stark AM, Kaup L, von Harscher M, Mehdorn HM. Distress in patients with newly diagnosed brain tumours. Psychooncology. 2011;20:623-30.
8
Andrewes HE, Drummond KJ, Rosenthal M, Bucknill A, Andrewes DG. Awareness of psychological and relationship problems amongst brain tumour patients and its association with carer distress. Psychooncology. 2013;22:2200-5.
9
Durna Z, Akın S. Nörolojik Bilimler Hemşireliği. In. Topçuoğlu M, Durna Z, Karadakovan A (eds), Geçici Iskemik Atak ve Inme Geçiren Hastalarda Bakım İstanbul: Nobel Tıp Kitapevi. 2013;357-75.
10
Sherwood PR, Given BA, Given CW, Schiffman RF, Murman DL, Lovely M, et al. Predictors of distress in caregivers of persons with a primary malignant brain tumor. Res Nurs Health. 2006;29:105-20.
11
Zamanzadeh V, Rassouli M, Abbaszadeh A, Nikanfar A, Alavi-Majd H, Ghahramanian A. Factors Influencing Communication Between the Patients with Cancer and their Nurses in Oncology Wards. Indian J Palliat Care. 2014;20:12-20.
12
Brunker C. Patients requring neurosurgery. In: Peate I, Macleod, J, Pudner’s Nursing The Surgical Patient. E-Book. 2021;131-55.
13
McCarthy B, O’Donovan M, Twomey A. Person-centred communication: design, implementation and evaluation of a communication skills module or undergraduate nursing students - an Irish context. Contemp Nurse. 2008;27:207-22.
14
Ruan J, Lambert VA. Differences in perceived communication barriers among nurses and elderly patients in China. Nurs Health Sci. 2008;10:110-6.
15
Davies E, Higginson IJ. Communication, information and support for adults with malignant cerebral glioma : a systematic literature review. Support Care Cancer. 2003;11:21-9.
16
Creswell JW. Nitel araştırma yöntemleri: Beş yaklaşıma gore nitel araştırma ve araştırma deseni. In: Bütün M, Demir SB. (eds). Ankara: Siyasal Yayınları, 2013;58-68.
17
Kafle NP. Hermeneutic phenomenological research method simplified. An Interdiciplinary Journal. 2011;5:181-200.
18
Bengtsson M. How to plan and perform a qualitative study using content analysis. Nursing Plus Open. 2016;2:8-14.
19
Connelly LM. Trustworthiness in Qualitative Research. Medsurg Nurs. 2016;25:435-6.
20
Kocabıyık OO. Olgubilim ve gömülü kuram: bazı özellikler açısından karşılaştırma. Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 2016;6:55-66.
21
Vedelø TW, Sørensen JCH, Delmar C. Patients’ experiences and care needs during the diagnostic phase of an integrated brain cancer pathway: A case study. J Clin Nurs. 2018;27:3044-55.
22
Langegård U, Ahlberg K, Fransson P, Johansson B, Sjövall K, Bjork-Eriksson T, et al. Evaluation of quality of care in relation to health-related quality of life of patients diagnosed with brain tumor: a novel clinic for proton beam therapy. Support Care Cancer. 2019;27:2679-91.
23
Liu F, Huang J, Zhang L, Fan F, Chen J, Xia K, et al. Screening for distress in patients with primary brain tumor using distress thermometer: a systematic review and meta-analysis. BMC Cancer. 2018;18:124.
24
Boggs KU. Professional guides for nursing communication. In: Arnold EC, Boggs KU. Interpersonel Realtionships: Professional Communication Skills for Nurses. E-book, 2020;34-51.
25
Siegel C, Armstrong TS. Nursing Guide to Management of Major Symptoms in Patients with Malignant Glioma. Semin Oncol Nurs. 2018;34:513-27.
26
Petruzzi A, Finocchiaro CY, Lamperti E, Salmaggi A. Living with a brain tumor : reaction profiles in patients and their caregivers. Support Care Cancer. 2013;21:1105-11.
27
Ketcher D, Ellington L, Baucom BRW, Clayton MF, Reblin M. “In Eight Minutes We Talked More About Our Goals, Relationship, Than We Have in Years”: A Pilot of Patient-Caregiver Discussions in a Neuro-Oncology Clinic. J Fam Nurs. 2020;26:126-37.
28
Thakur D, Dhandapani M, Ghai S, Mohanty M, Dhandapani S. Intracranial Tumors: A Nurse-Led Intervention for Educating and Supporting Patients and Their Caregivers. Clin J Oncol Nurs. 2019;23:315-23.
29
Langbecker D, Janda M, Yates P. Health professionals’ perspectives on information provision for patients with brain tumours and their families. Eur J Cancer Care (Engl). 2013;22:179-87.
30
Dilworth S, Higgins I, Parker V, Kelly B, Turner J. Patient and health professional’s perceived barriers to the delivery of psychosocial care to adults with cancer: a systematic review. Psychooncology. 2014;23:601-12.
31
Arkorful VE, Hammond A, Basiru I, Boateng J, Doku F, Pokuaah S, et al. A cross-sectional qualitative study of barriers to effective therapeutic communication among nurses and patients. International Journal of Public Administration. 2021;44:500-12.
32
Specchia ML, Frisicale EM, Carini E, Di Pilla A, Cappa D, Barbara A, et al. The impact of tumor board on cancer care: evidence from an umbrella review. BMC Health Serv Res. 2020;20:73.
33
Amer KS. Clarity and safety in communication. In: Arnold EC, Boggs KU (eds), Interpersonel Realtionships: Professional Communication Skills for Nurses. E-book. 2020;17-33.
34
Lee CT, Doran DM. The Role of Interpersonal Relations in Healthcare Team Communication and Patient Safety: A Proposed Model of Interpersonal Process in Teamwork. Can J Nurs Res. 2017;49:75-93.
35
Lindsay K. Effective management of the patient’s emotional response to acute and chronic illness. Pa Nurse. 2010;65:4-7; quiz 7-8.
36
Cordeiro R, Pires Rodrigues MJ, Serra RD, Calha A. Good practices to reduce unfinished nursing care: An integrative review. J Nurs Manag. 2020;28:1798-804.