Pandemi Hastanesi Olan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniği’nde COVID-19 Pandemi İşleyişi ve Cerrahi Uygulamalarda Tek Cerrah Deneyimi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 127-132
Haziran 2023

Pandemi Hastanesi Olan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniği’nde COVID-19 Pandemi İşleyişi ve Cerrahi Uygulamalarda Tek Cerrah Deneyimi

Namik Kemal Med J 2023;11(2):127-132
1. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Tekirdağ, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 17.03.2021
Kabul Tarihi: 22.03.2023
Yayın Tarihi: 19.06.2023
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) pandemi döneminde birçok merkezde elektif cerrahi işlemler yapılamadı. Marmara bölgesinde olası hasta mağduriyetlerinin önüne geçilmesi için hastanemizde yapılan doğru planlama ile elektif cerrahi işlemlere devam edildi. Göğüs cerrahisi kliniğinde tek cerrah tarafından yapılan cerrahi girişimlerin retrospektif analizi ile yapılan cerrahi uygulamaları dökümante etmek amacıyla bu araştırma planlandı.

Gereç ve Yöntem:

COVID-19 pandemi döneminde (15.03.2020-15.07.2020) Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Kliniği’nde tek cerrah tarafından cerrahi girişim uygulanan toplam 72 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların cerrahi işlem öncesi uygulanan prosedürler, yapılan cerrahi işlemler ve işlem sonrası takipleri incelendi.

Bulgular:

Kliniğimize başvuran hastalar işlem öncesinde klinik, radyolojik, laboratuvar değerlendirmeleri yapıldıktan sonra COVID-19 enfeksiyonu açısından polimeraz zincir reaksiyonu testi uygulandı. Hiçbir hastada COVID-19 enfeksiyonu lehine bir bulgu tespit edilmedi. Bunun üzerine 72 olgu opere edildi. Yirmi beş (%34) hastaya genel anestezi altında, 47 (%66) hastaya lokal anestezi ile cerrahi işlem uygulandı. Hastaların hem cerrahi işlem sırasında hem de işlem sonrasında yapılan klinik takiplerinde COVID-19 enfeksiyonu ile ilgili bir risk durumu ve hastalık gelişmedi.

Sonuç:

Pandemi döneminde cerrahi işlem uygulayacak ekibin uygun korunma tedbirleri ve hastaların işlem öncesinde ve sonrasında COVID-19 enfeksiyonu açısından değerlendirilerek doğru yöntemlerle risklerin en aza indirilerek güvenli cerrahi uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.

GİRİŞ

Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde nedeni bilinmeyen pnömoni olguları görülmeye başlandı. Çinli bilim insanlarının yaptığı araştırmalar sonucunda bu hastalarda pnömoni etkeninin ‘Şiddetli akut solunum sendromu-Koronavirüs-2’ (daha önce bilinen ismiyle 2019-nCoV) olduğunu ortaya koydu. Şubat 2020’de bu hastalık literatüre Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) olarak geçti1. Hastalığın Çin dışında birçok ülkeye hızla yayılması üzerine 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildi2.

Yeterli önlemlerin alınmadığı birçok ülkede modern tıbbi kaynakların ve yoğun bakım kapasitelerinin çok üzerinde ciddi hasta sayısına ulaşılması, diğer hastalıkların tanı ve tedavisinde zorunlu olarak değişikliğe gitme gerekliliği doğurmuştur2. Kısa sürede müdahale edilmezse ciddi hayati tehlike oluşturmayacak, sadece yaşam kalitesini etkileyen hastalıkların tanı ve tedavisi pandeminin görüldüğü yerlerde uygun zamana ertelenmiştir1. Fakat başka hastalıkların da yaşamı tehdit edebilen ciddi problemler yaratabileceği göz ardı edilmemeli, kılavuzlar ve uygulamalar bu doğrultuda düzenlenmelidir.

Göğüs cerrahisi klinikleri kendine ait ertelenemeyecek cerrahi acilleri olan bir branş olup bunun yanında yoğun olarak elektif şartlarda kanser cerrahisi gerçekleştirmektedir. Pandemi sırasında cerrahi tedavi endikasyonu olan hastaların doğru yönetilmesi, hem acil durumlara bağlı mortalitenin önüne geçmek, hem de kanser hastalarınının süreç içerisinde doğru yönetilebilmesi için önemlidir. Malignite hastalarında var olan cerrahi endikasyonlarda pandemi dönemindeki değişikliklerin ilerleyen zamanlarda etik ve hukuki sorumluluklar doğuracağı da unutulmamalıdır2. Cerrahi endikasyonlar, aciller ve kanser hastalarının yönetiminin yanında COVID-19 hastası veya enfeksiyon şüphesi olan hastalarda ameliyat öncesi, ameliyat odasında ve ameliyat sonrası takiplerde yapılması gerekenler belirlenmelidir3.

Bugüne kadar ülkemizde pandemi hastanelerinde elektif olgular veya acil cerrahi müdahale gerektiren hastaların ameliyat öncesi, ameliyat sırası ve sonrası takiplerinde yapılması gerekenler hakkında çalışmalar ortaya konulmuş olsa da göğüs cerrahisi uygulamaları ve takipleri açısından salgın döneminde yapılması ve ertelenmesi gereken işlemler ve takipler açısından henüz yeterince çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada, pandemi döneminde cerrahi uygulamalardaki yaklaşımlar hakkında yapılan çalışmalar ve öneriler irdelenerek kliniğimizde tek cerrah tarafından yapılan cerrahi uygulamaları ve pandemi döneminde elde edilen klinik deneyimleri sunmayı amaçlandı.

GEREÇ VE YÖNTEM

Lokal Anestezi ile Yapılan Cerrahi Girişimler

Pandemi döneminde (15.03.2020-15.06.2020) kliniğimizde toplam 47 (%66) olguya lokal anestezi ile aşağıda belirtilmiş olan cerrahi işlemler yapılmıştır. İşlem öncesinde tüm hastalara işlem ile ilgili bilgilendirme yapılmış ve bilgilendirilmiş onam formu ile onay alınmıştır.

On olguya pnömotoraks nedeniyle acil cerrahi girişim olarak tüp torakostomi uygulanmıştır (Tablo 1). Bu olgular hastanemiz acil servisine başvuru sonrasında klinik muayene ve değerlendirme yapılmış olup COVID-19 enfeksiyonu klinik ve radyolojik olarak dışlandıktan sonra müdahale odasında kişisel koruyucu ekipmanları (KKE) ile uygun korunma sağlandıktan sonra lokal anestezi ile tüp torakostomi + kapalı sualtı drenajı uygulanmıştır. Hastaların ortalama yaşı 35’tir (21-64). Hastalar işlem sonrasında uygun şartlarda kliniğe yatırılmış ve tedavileri düzenlenmiştir. Ortalama hastanede yatış süreleri 3 gündür (2-5). Olgular klinik ve radyolojik düzelme sonrasında ayaktan poliklinik takibine alınmıştır.

Otuz olguya malign plevral effüzyon nedeniyle kliniğimize yatırılmış klinik ve radyolojik olarak COVID-19 dışlandıktan sonra KKE sağlandıktan sonra lokal anestezi ile tüp torakostomi ile drenaj uygulanmıştır (Tablo 1). Ortalama yaş 58’dir (42-74). Hastanede ortalama yatış süresi 2 gündür (1-3). Klinik ve radyolojik düzelme sonrasında poliklinik takibine alınmıştır (Tablo 1).

Üç olgu para-pnömonik effüzyon/ampiyem tanısı ile kliniğe yatırılmış klinik ve radyolojik olarak COVıD-19 dışlandıktan sonra KKE ile lokal anestezi altında tüp torakostomi uygulanarak drenaj sağlanmıştır (Tablo 1). Hastaların ortalama yaşı 44’tür (28-52). Ortalama yatış süresi 2 gündür (1-3). Klinik ve radyolojik düzelme sonrasında poliklinik takibine alınmıştır.

Dört olguya onkolojik tedavi için gerekli olan kemoterapi portu KKE ile lokal anestezi altında takılmış ve aynı gün taburcu edilmiştir (Tablo 1).

Genel Anestezi ile Yapılan Cerrahi İşlemler

Genel anestezi uygulanacak olan hastalara işlem öncesinde işlem ile ilgili bilgilendirme yapılmış ve bilgilendirilmiş onam formu ile onay alınmıştır. Pre-operatif hazırlıkları ayaktan yapılmış, kliniğe yatırılan hastalar klinik olarak ve radyolojik olarak COVID-19 dışlandıktan sonra polimeraz zincir reaksiyonu testi için boğaz ve burundan sürüntü örneği gönderilmiş ve sonucu negatif olduğu tespit edildikten 1 gün sonra opere edilmiştir. İşlemlerin tümü KKE ile ayrı ayrı günlerde yapılmıştır.

COVID-19 pandemisi döneminde (15.03.2020-15.06.2020) kliniğimizde 25 (%34) olguya ameliyathane ortamında genel anestezi ile aşağıda belirtilmiş olan cerrahi işlemler yapılmıştır;

- On iki olguya aksiller mini torakotomi ile büllektomi operasyonu uygulanmıştır (Tablo 2). Sekiz hastaya sol, dört hastaya sağ taraflı yapılan cerrahi işlemlerin tümü erkek hastalara uygulanmıştır. Olguların 10’u nüks pnömotoraks, iki hastaya pnömotoraks + büllöz akciğer hastalığı nedeniyle opere edildi. Ortalama yaş 38’dir (24-56). Hastanede ortalama yatış 4 gündür (3-6).

- Beş olguya akciğer kanseri tanısıyla torakotomi ile akciğer rezeksiyonu operasyonu, bir olguya bronşektazi nedeniyle segmentektomi operasyonu uygulanmıştır (Tablo 2). Dört olguya lobektomi, iki olguya segmentektomi işlemi uygulanmıştır. Olguların tümü erkek, ortalama yaş 58 (44-72), ortalama yatış süresi 6 gündür (4-9). Post operatif dönemde bir olgu 1 gün izole olarak dahili yoğun bakım ünitesinde tutulmuştur.

- Altı olguya tanısal amaçlı video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) ile plevral effüzyon drenajı ve plevral biyopsi işlemi uygulandı (Tablo 2). Olguların ortalama yaş 48 (42-98), ortalama yatış süreleri 2 (1-3) gündür.

- Bir olguya miyastenia gravis + timoma tanısı ile transsternal yaklaşımla maksimal timektomi operasyonu uygulandı (Tablo 2). Elli iki yaşında olan hasta 7 gün hastanede yattı.

İstatistiksel Analiz

COVID-19 pandemi dönemi yapılan cerrahi işlem ve sonuçlarını içerdiğinden, herhangi bir istatiksel yöntem içermemektedir.

TARTIŞMA

Cerrahi Öncesi Dönem ve Endikasyonların Belirlenmesi

Göğüs cerrahisi branşının ilgi alanına giren başlıca hasta gurubu; künt-penetran toraks travmaları, spontan pnömotoraks, plevral effizyonlar, akciğer maligniteleri gibi geniş bir hastalık grubuna hitap etmektedir. Bu olgularda yapılan ameliyatların yanı sıra yakın poliklinik takibi de gerekmektedir.

Çin’de pandemi sırasında yapılan çalışmalarda hastanelerin COVID-19’un tedavisinin gerçekleştirildiği yer olmakla beraber bu hastalığın yayılması için en önemli kaynak teşkil eden mekanlar olduğu da ortaya konulmuştur4. Bu sebeple pandemi döneminde elektif cerrahi işlemlere ara vermek ve poliklinik takiplerini mümkün olan en az sıklığa düşürmek hastalığın yayılımının önüne geçmek için önemli bir adım olacaktır. Fakat acil cerrahi işlemler ve fazla ertelenmesi durumda yaşamı tehdit edecek kanser hastalıklarının ameliyat endikasyonları özenle konulmalı ve cerrahi tedavilerine ara vermeden devam edilmelidir. Bu dönemde cerrahi ekiplerin çalışma düzenlerinin değişmesi ve ekiplerin yeniden oluşturulması gündeme gelebilir. Çünkü pandemi sırasında hastaneye başvuran hastalar gibi sağlık çalışanlarının da enfekte olabileceği unutulmamalı ve düzenlemeler getirilmelidir4. Nassar ve ark.5 yaptığı çalışmada normalde beş gruba bölünmüş olarak çalışan cerrahi ekiplerinin izolasyonunu sağlamak, teması azaltmak ve grup içinde hastalar olması durumunda grupların işlevselliğini ve çalışma gücünü koruyabilmek açısından üç büyük gruba ayırmış ve 7 günlük çalışma esasına geçilmiştir. Bu sayede diğer gruplar 2 hafta boyunca hastaneden izole edilmiştir. Bunun yanında vizitler toplu olarak gezilmemiş her bir odaya bir klinisyen girmiş ve en son bu klinisyenler toplanarak sanal vizitler gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca gruplar ve nöbet ekibi arasındaki devirler de sanal ortamda yapılmış, gruplar fiziksel olarak temas etmemiş ve çapraz temastan kaçınılmıştır5.

Acil Cerrahi Müdahale Gerektiren Hastalıklar

Acil cerrahi müdahale gerektiren durumlarda hiçbir şey cerrahın klinik değerlendirme ve oluşan endikasyonun yerini almayacak olsa da Amerikan Cerrahlar Birliği (American Collage of Surgeons) yayınladığı COVID-19 pandemisi sırasında triyaj rehberinde şu şekilde bir yol izlemeyi önermiştir:

COVID-19 pozitif olduğu veya COVID-19 enfeksiyonu için yüksek klinik şüphesi olduğu bilinen hastalar için mümkünse medikal tedavi tercih edilir. Bu hastalarda ameliyat gerekirse, uygun KKE kullanılmalı ve sağlık ekibini korumak için gerekli önlemler alınmalıdır6.

Prosedür veya operasyonun geciktirilmesi hastanede kalış süresini uzatacak, daha sonra hastaneye yatış olasılığını artıracak veya hastaya zarar verebilecekse prosedürler ve ameliyatlar gerçekleştirilmelidir. Cerrahi bir durumun konservatif yönetiminde başarısız olması durumunda, gelecekteki kaynak kullanımını azaltmak için ameliyat tekrardan düşünülmelidir. Pandemi döneminde spontan ya da tekrarlayan pnömotoraks genellikle ameliyatsız yönetilebilir. Mümkün olan yerlerde, lokal anestezi altında tüp torakostomi + heimlich valv ile ayaktan tedavi uygun olabilir. Acil cerrahi prosedürler genellikle hemo-pnömotorks gibi önemli kanama, ciddi hastalık veya ameliyat dışı önlemlere yanıt vermeyen hastalık için ayrılmalıdır. Para-pnömonik effüzyon ya da septasyon oluşturan ampiyemlerde lokal anestezi altında drene edilmeli hastanede yatış süreleri kısa tutulmalıdır6.

Malign Hastalıklara Yaklaşım

Akciğer kanserinin en sık görülen malignite olması nedeniyle göğüs cerrahisi çok fazla malignite hastası takip ve ameliyat eden bir branştır. Pandemi döneminde kanser olgularında ilgili birimlerle birlikte yapılacak multidisipliner konseylerde karar verilmelidir. Yapılacak multidisipliner toplantılarla kanser olgularının ve COVID-19’un hastanedeki/bölgedeki durumu tartışılarak kanser olgularının cerrahi veya cerrahi olmayan diğer tedavilere yönlendirilmesi uygun olacaktır. COVID-19 riski taşıyan hastalar oluşabilecek gecikmeden dolayı neoadjuvan tedavi tercih edilmeli, tedavi bitiminde cerrahi tedavi seçeneği tercih edilmelidir. Hastalar ve yakınları, acil olmayan kanser cerrahisi ile ilgili kararların konsensüs kararı olduğuna, hastalık prevalansına, tümör özelliklerine ve gecikmelerde ortaya çıkabilecek sonuçlara dair bilgilendirilmelidir6.

Liang ve ark.7 507 hastanede 2007 COVID-19’lu hastayı analiz ettikleri çalışmada kanser hastalarının COVID-19’a bağlı solunum desteği gerektiren yoğun bakım ünitesinde yatış ve ölüm oranlarının daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca son 1 ay içerisinde kemoterapi alan veya cerrahi geçiren hastalarda riskin daha da yüksek olduğu saptanmıştır7. Bu çalışma sonunda stabil kanser hastalarının cerrahisinin ve adjuvan tedavisinin ertelenmesi, kanser hastalarının kişisel korunmasının, takibinin ve COVID-19’a yakalanması durumunda tedavilerinin daha yoğun bir şekilde yapılması önerilmiştir7.

Akciğer kanseri cerrahisinde, yoğun bakım ünitesi yatakları ve kaynakları COVID-19 sebebiyle azalmakta olan hastanelerde hastaların eğer başka tedavi şansı yok ve erteleme ile ameliyat şansı kaybolacaksa elektif şartlarda opere edilmelidir. Eğer hastane koşulları uygunsa ve imkanlar henüz çok fazla daralmamışsa bu endikasyonlara ek olarak; neoadjuvan kemo-radyasyon sonrası tedaviye yanıt vermeyen hastalarda ameliyat edilebilir. Lokal ileri evre olan hastalar, neoadjuvan tedaviden fayda görecek hastalar diğer tedavilere yönlendirilebilir. Ayrıca COVID-19 olmadığı net olan güvenli olgularda endikasyon dahilinde bu dönemde endoskopik VATS akciğer kanserli hastalar için gerçekleştirilebilir. Ancak aerosolizasyon açısından sıkı önlemler alınması gerekmektedir. Eğer COVID-19 şüpheli veya kesin tanılı bir olgunun opere edilmesi için acil endikasyon mevcut ise, operasyon izole bir odada gerçekleştirilmeli, kullanılacak medikal aletler ayrılmalı ve negatif basınçlı bir oda kullanılmalıdır. Ayrıca ameliyatı gerçekleştiren ekibin 14 gün boyunda izole edilmesi de önerilmiştir7.

Adjuvan ve neoadjuvan tedavi düşünülecek hastalarda mümkünse oral rejimler tercih edilmelidir8. Zira pandemi döneminde hastaya port takılması için gerçekleştirilecek işlemler ve hastanın tedavi alması için hastaneye sık başvurusu hastanın COVID-19’a yakalanma riskini arttıracaktır. Kemoterapi alan hastalarda immünsüpresyon gelişeceğinden COVID-19’a yakalanma durumunda mortalitenin artacağı aşikardır. Neoadjuvan onkolojik tedavisini tamamlayan hastalardaysa 6-8 hafta kadar beklenilmesi hem cerrahinin güvenliği açısından hem de zaman kazanılması açısından doğru olacaktır8.

Cerrahi Sırasında Önlemler

Cerrahların en çok zaman geçirdiği yerlerden olan ameliyathane ve cerrahi işlemler, COVID-19 bulaşı için önemli odaklar olup bu ortamlarda da gerekli önlemlerin alınması hem sağlık çalışanının hem de daha sonra buralarda işlem görecek olan hastaların bulaşını önlemek için önem arz etmektedir. Daha öncesinde COVID-19 için test yapılmış ve negatif olan, ayrıca herhangi bir semptomu olmayan hastalarda herhangi bir ek önlem almaya gerek yoktur8. Önlemler, COVID-19 şüphesi olan, testle hastalığı dışlanmamış veya yine testle hastalığı doğrulanmış hastalar için geçerlidir.

Ameliyathane

Tüm COVID-19 tanılı veya şüpheli hastalar ameliyat gerekmesi durumunda, diğer ameliyat odalarından uzak, kendine ait başka bir girişi olan ve negatif basınçlı bir ameliyathane odasında ameliyat edilmelidir. Ayrıca pandemi süreci boyunca aynı oda ve anestezi cihazının kullanılması doğru olacaktır7. Mümkünse ameliyat odası öncesi bir giriş odası olmalı, bu oda ameliyat odasıyla bağlantılı ve negatif basınçlı olmalıdır. Ameliyathaneden çıkan personel eldiven ve önlüğünü burada çıkarmalı ve el hijyenini burada sağlamalıdır. Ameliyat sonrasında odanın dekontaminasyonun sağlanması uygun konsantrasyonda klorlu çözeltiler kullanılması gerekmektedir7. Dekontaminasyon için olgular arasında 1-2 saat kadar süre bırakılması uygun olacaktır. Ayrıca olgu sırasında ameliyat için odaya alınan bütün malzemeler ameliyat bittikten sonra enfekte kabul edilerek imha edilmeli ve bir başka hasta için kullanılmamalıdır.

Ameliyat Sonrası Dönem ve Servis Takipleri

Ameliyat sonlandıktan sonra, ameliyat sonrası yoğun bakım takibi gerekmeyen COVID-19’lu veya şüpheli hastalar derlenene kadar ameliyat masasında takip edilmelidir. Sonrasında bu hastalar takip edileceği ünitede izole odalarda takip edilmelidir. Ameliyat sonrası dönemde hastalara COVID-19 tedavisi verilip verilmeyeceği bir tartışma konusudur. Eğer netleşmiş bir tanı yok, hasta sadece COVID-19 şüpheliyse tedavi vermenin gereği yoktur2. Eğer kesinleşmiş bir COVID-19 tanısı mevcutsa tedavi verilmelidir. Bu hastaların tedavisi için multidisipliner bir yaklaşım daha doğru olacaktır2.

COVID-19 negatif hastaların ameliyat sonrası takiplerinde ise herhangi farklı bir prosedür mevcut değildir. Sadece hastanelerin yayılım için önemli bir kaynak noktası olduğu unutulmamalı, hastalar maske takmalı ve mümkün olan en kısa sürede taburcu edilmelidir.

Poliklinik Ziyaretleri ve Hasta Takipleri

Poliklinikler, hastaların ameliyat öncesi tanı konulması, tedavilerinin düzenlenmesi, ameliyata hazırlığı; ayrıca ameliyat sonrası dönemde kontrol ve takipler açısından önemlidir. Fakat hastaneler pandemi sırasında enfeksiyon yayılımı için çok önemli mekanlardır. Bu yüzden pandemi döneminde aktif semptomlarda artış veya yara yerinin yönetimiyle alakalı herhangi bir durum mevcut değilse, tüm acil olmayan poliklinik ziyaretleri ertelenmelidir8. Yu ve ark.9 1524 kanser hastası üzerinde yaptığı çalışmada kanser hastalarının COVID-19’a yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ve hastaneye başvuru sayısıyla hastalığa yakalanma riskindeki korelasyonu ortaya koymuşlardır. Bu yüzden poliklinik ziyaretleri en aza indirilmeli ve hasta kontrolleri elektronik ortamda veya telefon yoluyla yapılmalıdır9.

SONUÇ

COVID-19 pandemisi yayılım hızı ve mortalitesi göz önüne alındığında sadece hastalığın kendisinin değil, etkilediği diğer klinik uygulamalar açısından da değerlendirilmesi ve sağlık uygulamalarında yeni bir yol haritasi çizilmesi zorunluluğu doğurmuştur2. Bu dönemde göğüs cerrahi uygulamaları da farklılık gösterecektir.

Pandemi döneminde salgınla mücadele vermekte olan sağlık çalışanlarının yeterince korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. Yeterli kişisel koruyucu ekipman sağlanmalı, gerekli eğitimler verilmeli, sağlık personelinin kendisini koruması sağlanmalıdır. Sağlık çalışanlarının yeterli korunamaması durumunda, inkubasyon dönemi ortalama 5 gün olan hastalığın asemptomatik döneminde diğer sağlıklı bireylere de bulaşa sebebiyet vereceği, ayrıca şu an en çok gerekli olan personel gücünde kayba sebep olacağı göz ardı edilmemelidir. Sağlık çalışanları hastanede tüm ortamlarda devamlı cerrahi maske takmalıdır.

Kaynakların akılcı kullanımı için multidisipliner konseylerle hastanelerin durumu düzenli bir şekilde değerlendirilmeli, salgın durumuna göre kaynak ve personelin gerekli birimlere yönlendirilmesi yapılmalıdır8. Elektif işlemler bir süreliğine askıya alınıp, bu işlemlerde görevli personel ve sarf edilecek tıbbi kaynağın gerekli birimlerde efektif bir şekilde görevlendirilmesi daha doğru olacaktır.

Ülkemizde yılda yaklaşık 175.000-180.000 yeni kanser olgusu görülmektedir8. Bu olguların bir kısmı adjuvan ve neoadjuvan tedaviye uygun olmakla beraber, bir kısmıysa cerrahi gerektirmektedir. Bu cerrahinin gerçekleştirilmemesi kansere bağlı önemli miktarda morbidite ve mortalite artımıyla sonuçlanabilir8. Pandemi ortamında hastaların korkudan hastanelere gelmemesi ve bu olguların ikinci planda kalması çok önemli sorunlara yol açabilir. Bu ortamda yapılacak düzenlemelerle, hem acil olguların hem de bekleyemeyecek kanser olgularının tedavisinin yapılacağı ortamlar oluşturmak gerekir. Nüfus başına belli bölgelerde bırakılacak COVID-19 hastalarının kabul edilmeyeceği izole hastaneler, bu olgular için istihdam edilmelidir8.

Elektif işlemlerdeki erteleme, acil olguların ve kanser hastalarının tedavi şemasındaki değişikliklerin oluşturabileceği durumlar hastalara detaylı bir şekilde anlatılmalıdır. Ayrıca tedavi planları yapılırken hastanelerde tedavi şemalarının multidisipliner bir konsey tarafından karar verilmesi hem kaynak yönetimi açısından hem hastalıkların yönetimi açısıdan daha sağlıklı uygulamalar ortaya koymayı sağlayacaktır.

Etik

Etik Kurul Onayı: Çalışma için Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu’ndan onay alınmıştır (protokol no: 2021.05.01. 05, tarih: 26.01.2021).

Hasta Onayı: Retrospektif çalışmadır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir. 

Finansal Destek: Çalışma için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.

References

1
Alimoğlu O, Erol CI. Approach To General Surgery Practice During COVID-19 Pandemic. Anatol Clin. 2020;25(Suppl 1):102-10.
2
Royal College of Surgeons of England: Guidance for surgeons working during the COVID-19 pandemic. Available from: https://www.rcseng.ac.uk/coronavirus/joint-guidance-for-surgeons-v1/
3
Brindle ME, Gawande A. Managing COVID-19 in Surgical Systems. Ann Surg. 2020;272:1-2.
4
Zheng MH, Boni L, Fingerhut A. Minimally Invasive Surgery and the Novel Coronavirus Outbreak: Lessons Learned in China and Italy. Ann Surg. 2020;272:5-6.
5
Nassar AH, Zern NK, McIntyre LK, Lynge D, Smith CA, Petersen RP, et al. Emergency restructuring of a general surgery residency program during the coronavirus disease 2019 pandemic: The University of Washington experience. JAMA Surg. 2020;155:624-7.
6
American Collage of Surgeon COVID-19: Elective case triage guidelines for surgical care. [updated 2020 Mar 24; cited 2020 Apr 10] Available from: https://www.facs.org/covid-19/clinical- guidance/elective-case
7
Liang W, Guan W, Chen R, Wang W, Li J, Xu K, et al. Cancer patients in SARS-CoV-2 infection: a nationwide analysis in China. Lancet Oncol. 2020;21:335-7.
8
Kamer E, Çolak T. What to Do When A Patient Infected With COVID-19 Needs An Operation: A Pre-surgery, Peri-surgery and Post-surgery Guide. Turk J Colorectal Dis. 2020;30:1-8.
9
Yu J, Ouyang W, Chua MLK, Xie C. SARS-CoV-2 Transmission in Patients With Cancer at a Tertiary Care Hospital in Wuhan, China. JAMA Oncol. 2020;6:1108-10.