ÖZET
Amaç:
Dermatomikoz etkenleri coğrafik bölge, iklim, sosyoekonomik durum ve yaşam tarzı ile zamanla değişebilmektedir. Bu çalışmada hastanemiz Dermatoloji kliniğine başvuran dermatomikoz ön tanısı olan hastaları retrospektif olarak değerlendirdik. Hastanemize başvuran hastalardaki demografik verilerin ve alınan örneklerden izole edilecek etkenlerin saptanması amaçlanmıştır.
Materyal ve Metot:
2017 ile Aralık 2017 tarihleri arasında Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji Kliniğinden dermatomikoz ön tanısıyla 448 hastadan elde edilen örnekler retrospektif olarak incelenmiştir.
Bulgular:
Çalışmamıza alınan hastaların hastaneye başvuruları en sık ayak tırnak değişikliklerine (%28,5) bağlı olurken bunu gövde lezyonları (%24,3) ve ayaktaki tırnak dışı (%22,5) deri lezyonları takip etmiştir. Laboratuvar yöntemiyle tanısı dışlanan hastalarda ise en sık ayırıcı tanıya giren lezyonlar; %44,4ile gövdede ve %22,2ile ayakta görülen (tırnak dışı) lezyonlardır. Mikroskopik direkt bakıda %35,8 vakada pozitiflik saptanmıştır. Yapılan mantar kültürlerinde tüm vakaların %5,8’inde üreme saptanmıştır. İzole edilen mantarların %56’sıTrichophyton rubrum, %12’si Candida albicans ve %8’i Microsporum canis olarak tespit edilmiştir.
Sonuç:
Ayak lezyonları en sık hastaneye başvuru sebebi olurken, Trichophyton rubrum en sık üreyen etken olarak saptanmıştır. Toplumda giderek artan immünsüpresif birey sayısının Candida albicans’ı ikinci üreyen etken olarak karşımıza çıkardığını düşünmekteyiz. Onikomikoz ve tinea pedisin hastaneye başvuruda sayıca fazla olması ayak hijyeni, bakımı ve korunmasının toplumsal bir sorun olduğunu düşündürmektedir.