Yüksek Dereceli Kasa İnvaze Olmayan Mesane Tümörlerinde Histolojik Derecelendirme Oranının Progresyona Etkisi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Araştırma Makalesi
P: 271-278
Ağustos 2020

Yüksek Dereceli Kasa İnvaze Olmayan Mesane Tümörlerinde Histolojik Derecelendirme Oranının Progresyona Etkisi

Namik Kemal Med J 2020;8(2):271-278
1. Tekirdağ Namık Kemal University Faculty of Medicine, Pathology Department, Tekirdag, TURKEY
2. Tekirdağ Namık Kemal University Faculty of Medicine, Urology Department, Tekirdag, TURKEY
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 30.04.2020
Kabul Tarihi: 30.05.2020
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Histopatolojik sınıflama kasa invaze olmayan mesane tümörleri (KİOMT) için ana prognostik faktörlerden biridir. Çalışmamızda KİOMT’de yüksek dereceli hücresel farklılaşma oranı ve diğer rutin patolojik parametrelerin progresyona etkisi değerlendirildi.

Materyal ve Metot:

Çalışmaya 2010-2018 yılları arasında transüretral mesane rezeksiyonu sonrası yüksek dereceli KİOMT tanısı alan 92 hasta dahil edildi. Hastaların demografik bilgileri, tümör çapı, lokalizasyonu, multisantrisitesi ve nüks/progresyon varlığı-süresi retrospektif olarak değerlendirildi. Ayrıca tümör hücrelerinin yüksek derece/düşük derece yüzdesi, tümör evresi, diferansiyasyon, nekroz, lamina propria invazyonu, lenfovasküler invazyon ve karsinoma in-situ varlığı iki üro-patolog tarafından incelendi. Elde edilen bulguların tümör progresyonu üzerine etkisi araştırıldı.

Sonuç:

KİOMT’lerde nükleer derece değerlendirilirken tümöre sadece yüksek dereceli demek, çok heterojen olan büyük bir grubu tek başlık altında toplamamıza neden olmaktadır. KİOMT’lerde yüksek derece oranları>%50 olan hastalarda progresyon anlamlı derecede artmaktadır.

Bulgular:

Hastaların 74’ü(%80,4) T1, 18’i(%19,6) Ta olarak rapor edildi. Ta tanılı hastalarda yüksek derece oranı %11,9±8,5 iken, T1’lerde %69,5±28,1 olarak tespit edildi (p<0.001). Sınıflama yapılabilmesi amacıyla, patoloji spesimenlerindeki yüksek derece oranları; %25, %50 ve %75 olacak şekilde 3 cut-off seviye belirlendi. Tüm çalışma grubunda yüksek derece oranı>%25,>%50 ve>%75 olan hasta sayısının sırasıyla 67(%72,8), 54(%58,7) ve 43(%46,7) olduğu görüldü. Ta olan hastaların sadece 1’inde yüksek derece oranı>%25 olarak gözlenirken, T1 hastalarının 66’sında yüksek derece oranının>%25 olduğu belirlendi (p<0.001). T1 hastalarının 43’ünde (%58,1) ise yüksek derece oranının>%75 olduğu görüldü. T1 yüksek derece oranları>%50 olan hastalarda progresyon, patolojik evresi T1 yüksek derece oranları <%50 olan hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0.025).